Truva antik kentindeki arkeoloji kazılarında, Truva savaşlarına ışık tutacak çok önemli iki insan iskeleti bulundu. Aşağı kentin savunma hendeğinde iskeletleri bulunan bir kadın ve bir erkeğin Truva Savaşı’nın kurbanları olabileceği belirtildi.
Truva Antik Kenti’nde bu yılki kazılar tamamlandı. Bu yılki Kazılarda aşağı kentteki savunma hendeğinin güney girişinden sonraki devamını tespit edilmeye çalışıldı. Kazılar sırasında savunma hendeğinin hemen üstünde bulunan bir kadın ve bir erkeğe ait iskeletler kazı ekibini heyecanlandırdı.
Kazıların başkan yardımcısı, Onsekiz Mart Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Rüstem Aslan, bu insanların Truva Savaşı’nın kurbanları olabileceğini söyledi.
Doç. Dr. Rüstem Aslan’ın verdiği bilgiye göre kaleden 350 metre uzaklıktaki aşağı kentteki savunma hendeği, Truva 6 dönemine yani Son Tunç Çağı dönemine ait. Yeni doğmuş çocuğuyla birlikte ya da dokuz aylık hamileyken gömülen kadın ile erkeğin iskeletleri de bu hendeğin hemen üzerinde bulundu: “Önemli olan bu iskeletlerin Truva Savaşı dönemine denk geliyor olması. Truva’da M.Ö. 1180’lerdeki tahribatlar dönemine denk gelen gömüler bunlar. Bu insanlar aceleyle, çok özen gösterilmeden hendeğin iç tarafına gömülmüş. Kemik analizleri ve tarihlemeler devam ediyor. Birkaç hafta içinde hem tarihlenmesini, hem de iskeletlerin yaşlarını ve diğer özelliklerini öğreneceğiz. Eğer tahminlerimiz doğruysa, Truva Savaşı’nın aşağı kentteki ilk kurbanlarını bulduk diyebiliriz.”
Doç. Dr. Aslan, aynı döneme ait bir iskeletin de Korfmann dönemi kazılarında kalenin hemen yanında bulunduğunu anlattı ve ekledi: “Kalenin batı girişinin yakınlarında M.Ö. 1180’lere denk gelen bir tahribat tabakası vardı. Yangın ve yıkımın olduğu bir tahribat tabakasında, Batı Kapısı’na giden yolun hemen kenarında yine aceleyle ve özensiz bir şekilde gömülmüş bir iskelet bulunmuştu. Ama kalenin bu kadar dışında ve savunma hendeğinin hemen dibinde iki gömünün bulunması bir ilk. Önümüzdeki yıllarda aşağı kent çevresinde kazı çalışmalarımızı devam ettireceğiz. Burası bir mezarlık mı, yoksa döneminin tahribat tabakasına ait iskeletler mi, yani Truva Savaşı’nın kurbanları mı bunu daha net söyleyebileceğiz.”
Truva Antik kenti kazıları, Çanakkale’de merkeze bağlı Tevfikiye köyü sınırları içinde kalan arazide sürdürülüyor. Homeros’un ünlü İlyada ve Odysseia destanlarında adı geçen Truva kenti, M.Ö. 3 binlerde kuruldu. Önemli ticaret yollarını kontrol eden kent ve efsanevi surları pek çok kez saldırıya uğradı. M.Ö. 1100’lerdeki büyük yıkım ve yangının ardından tepe yüzyıllarca ıssızlığa büründü.
Homeros meraklısı Alman arkeolog Heinrich Schliemann, Truva olduğuna inandığı bölgeyi 1870’te kazdı. 1873’te bulduğu hazineyi Almanya’ya kaçırdı. Satamayınca Berlin Etnoloji Müzesi’ne bağışladı. Hazine 2. Dünya Savaşı’nda Rusya’ya götürüldü. 1993’te Rusya hazinenin Rusya’da olduğunu ve insanlığa ait olduğunu açıkladı. ‘Hazine’nin bugün bütün dünyaya saçıldığı sanılıyor.
22.Eylül.2009, Radikal