Bazı yapılar vardır, başlarından geçmeyen kalmamıştır. İlk yapıldığında kilisedir sonra camii olmuştur.Bir evdir fakat sonra müze olmuştur.Fazla uzağa gitmeyelim,tarihi kadar sorunlarıyla da önemli Ayasofya,önce kilise sonra camii en son da müze olmuştur.Bugün AyaSofya’nın ne demek olduğu bile bilinmez birçoğu tarafından.Kimisi bir aziz zanneder ,kimisi islamik bir terim….Her ne kadar müze olsa da ,bir hristiyan İsa mozağini gördüğünde haç çıkarmaktan veya bir müslüman içeri girdiğinde ‘Bismillah’ demekten kendini alamaz….
Atina’nın orta yerinde ,en yüksek tepeye kurulmuş olan Acropolis’te bir mimari harika vardır ki bu yapının da kaderi kısmen Ayasofya’ya benzemektedir.Bu yapının adı Parthenon’dur.İki eserin de yapıldığı tarihlere baktığımızda Ayasofya’nın daha çok yeni bir yapı olduğunu düşünürüz.İlgilenenler bilirler Ayasofya MS.532-537 yılları arasında Bizans İmparatoru I.Justinyen tarafından yaptırılmıştır.Parthenon ise MÖ.447 yılları ile MÖ.432 yılları arasında ,Pericles döneminde,Atina’nın koruyucu Tanrıça’sı Athena adına yapılmıştır.
Parthenon,Pers istilası sırasında tahrip edilmiş olan daha eski bir Athena Tapınağı’nın hemen yakınına yapılmıştır.Delos Birliği Dönemi ve Atina’nın hakimiyeti elinde tuttuğu dönemlerde bir nevi Devlet Hazinesi olarak da kullanılmıştır.MS.6.yy’da ‘Meryem Ana’ adına bir kiliseye çevrilmiştir.Osmanlı İmparatorluğu’nun Avrupa’ya yayılmaya başladığı yıllarda (1460) ise minareler eklenerek camiiye dönüştürülmüştür.26 Eylül 1687 tarihinde bina içerisinde bulunan Osmanlı cephanesinin,Venedik bombardımanı sırasında patlamasıyla,yapı büyük ölçüde zarar görmüştür.Günümüzde Parthenon,ne bir tapınak ne bir kilise ne de bir camiidir.Sadece Atina Acropolis’te görülebilecek bir Dünya Harikası’dır ve bana kalırsa görülmesi de gereklidir .
Parthenon ile Ayasofya,dönüşüm açısından bakıldığında adeta birer kader arkadaşıdır.Parthenon daha fazla inanca (Paganizm,Hristiyanlık,İslam) hizmet etmiştir fakat Ayasofya gibi politik bir sembol haline gelmemiştir.
Parthenon,’bakirenin yeri’ anlamına gelir.Yunan Mitolojisi’ni iyi incelediğimizde Tanrıça Athena’nın hiçbir sevgilisi olmadığını ve hiçbir birleşme meydana getirmediğini görürüz.Dolayısıyla Athena bakiredir ve Athena Parthenos ismiyle de anılır.Bu durum,tapınağa neden ‘Parthenon’ dendiğine dair ortaya atılan çıkarımlardan biridir.Burada enteresan bir durumla karşılaşmaktayız.Hristiyanlık öncesi dönemde tapınak ‘Athena Parthenos’ yani ‘Bakire Athena’ya adanmaktadır.MS.6yy’da kiliseye çevrilen tapınak ‘Virgin Mary’ yani ‘Bakire Meryem’adıyla dönüştürülmüştür.Rastlantıdan öte bir durum olduğu açıkça görülmektedir.
Pagan inanıştaki bakireliğin kutsallığı,Hristiyanlığı da etkilemiştir.Tapınağın tarihindeki bakireliğin rolü o kadar önemli ki ,kiliseye çevrilirken bile bakireliğin kutsal sembolü ‘Meryem Ana’ adı kullanılmıştır.
Parthenon,Iktinos ve Kallikrates isimli dönemin iki önemli mimarına yaptırılmıştır.Tapınak Dor mimarisi tarzındadır.Bu tapınağın maliyeti dönemin parasıyla 469 gümüş talente denk gelmiş.Bu paranın karşılığı günümüzde nedir tam bilinmiyor ama bir talent bir savaş gemisi mürettabatının bir aylık ödemesiymiş (“…one talent was the cost for paying the crew of a warship for a month” (D. Kagan, The Peloponnesian War, 61).
Parthenon’un Athena Tapınağı olarak kullanıldığı dönemde içinde yer alan devasa Athena heykeli heykeltraş Phidias tarafından yapılmıştır.Antik Dünya’nın 7 harikasından biri sayılan Olympia’daki Zeus Heykeli gene Phidias’a aittir.Parthenon içerisinde duran Athena heykelinin konumu aşağıdaki resimde olduğu gibidir.
Parthenon’un içinde bulunan heykeller ve yapının üst kısımlarını çevreleyen işlemelerin büyük bir kısmı bugün ‘The British Museum’da sergilenmektedir.Sergilenenler haricinde birçok heykel ve işleme patlama sırasında parçalanmıştır.1801 ve 1805 yılları arasında bu eserler İngiltere’ye Lord Elgin tarafından getirilmiştir.
Konuyla detaylı ilgilenenler aşağıdaki linkten British Museum’un hazırladığı videoyu izleyebilirler.
Yunanistan,bu parçaların kendilerine teslim edilmesi için İngiltere ile görüşmelerini sürdürmektedir.
Tarih’te farklı milletlerin ele geçirdiği yerlerdeki önemli dini yapıları kendilerine uyarlamaları sıkça görülmektedir.Bu durum bana kalırsa ,eserlerin günümüze ulaşması açısından iyidir.Aksi halde tahrip edilip yıkılsalardı bugün birçok önemli tarihi yapıyı göremezdik.Ya Hristiyanlık döneminde Parthenon yıkılsaydı ya da Fatih Sultan Mehmet Ayasofya’yı yıktırsaydı.Bugün elimizde ne kalırdı?
Yazan: Dimitri Daravanoğlu
Kaynakça:
Beard, M. ,The Parthenon,Profile Books,London 2002.
Cotterill, H.B.,Ancient Greece A History,Geddes&Grosset,Scotland 2004.
Mavromataki M.,Greek Mythology and Religion,English Edition,HAİTALİS,Athens 1997.
http://en.wikipedia.org/wiki/Parthenon
