Marmaray kazısı sırasında ilginç bulgulara rastlandı. Bulgulara arasında 177 farklı insana ait iskelet de bulundu.Marmaray projesi kapsamında Yenikapı’da devam eden arkeolojik kazılardan adeta cevher çıkıyor. Bizans dönemine ait olduğu öğrenilen kalıntılar, o döneme ait ilginç bilgileri günümüze taşıyor. Kazı sırasında ortaya çıkan Theodosius Limanı’ndan bu güne kadar 34 adet batık gemi kalıntısı, binlerce hayvan iskeleti ile 177 farklı insan ait iskeletler bulundu.
Asrın projesi olarak bilinen Marmaray kapsamında Yenikapı’da gün yüzüne çıkarılan Theodosius limanı kalıntıları adeta tarihe ışık tutuyor. Kalıntılar üzerinde yapılan araştırmalar binlerce yıl öncesine ait bilgileri günümüze taşıyor. Kazılardan elde edilen kalıntıların en dikkat çekenleri ise 34 adet gemi ile çok sayıda hayvan ve insan iskeletleri oldu.
BİZANS’A AİT EN ÇOK BULUNTU BURADA
İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü adına çalışmayı yürüten ve doktora tezini bunun üzerine yapan Genel Cerrahi ve Adli Bilimler Uzmanı Operatör Doktor Mehmet Görgülü, kazı alanında bugüne kadar 177 farklı kişiye ait envanter ortaya çıktığını belirtti. Bulunan envanterler arasında kadınların çoğunlukta olduğunu söyleyen Görgülü, o döneme ait ölümlerin de daha çok enfeksiyon hastalıklarından kaynaklandığını ileri sürdü. Görgülü, Bizanslılarla ilgili bulunan en çok envanterin burada bulunduğunu öne sürdü.
ÇOCUKLARIN YARISI ÖLÜYORDU
“Yaptığımız incelemelerde sadece kimliklendirme üzerinde olmadı aynı zamanda demografik yapılarını da inceleme şansımız oldu. Bunların içerisinde boy ve yaş ortalamalarını ortaya çıkarttık” diyen Görgülü şöyle devam etti: “Bu çalışmalarımızda 102 kişinin yaşı, 90 kişinin de boyunu tespit edildi. 15 yaş altı ölüm oranı yüzde 59.24. bu çok yüksek bir oran. Ölümlerin en sık olduğu dönem 0-5 yaş arasında ve yüzde 49.99 oranında. Kadınların 24.86, erkeklerinse 13.56. Genel olarak yaş ortalaması ise yüzde 13.76’dır. Ama 15 yaş altı çocuk ölüm sayısı yüzde 60’lara yakın olduğunu düşünürsek genel yaş ortalamasının düşük olması normaldir. Bunun yanında günümüzden bin yıl önce yaşayan bu toplumda 59 yaşına ulaşma şansı sadece 10 binde 1 ihtimal söz konusu”
KALP VEYA KANSER RİSKLERİ YOKTU
Görgülü Bizans’tan ziyade daha çok Yeni Kapı topluluğu olarak adlandırdığı bu insanların boy ortalamasını da ortaya çıkardı. 18 yaş üstü kadınlarda boy ortalaması 1.55, erkeklerin 1.69. En uzun boyunlu olarak kabul edilen bir kişinin de 1.82 santimetre olduğu tespit edildi. Günümüzde kanser ve kalp rahatsızlığı olaylarının çok fazla olmasının nedeni yaş haddimizin gittikçe uzadığını ileri süren Görgülü şu ilginç bulguya vardı: ” Yeni Kapı topluluğunda ölüm nedenlerinin ilk ikisinde kanser ve kalp rahatsızlıkları yer almıyor. Ölümler çoğunluk olarak enfeksiyon hastalıkları ve savaşlardan kaynaklanıyor ve çok uzun yaşamıyorlardı. Eğer bu hastalık söz konusu olmasaydı veya tedavisi yapılmış olsaydı onlar da en az bizim kadar uzun yaşar hatta beslenme biçimlerini dikkate alırsak uzun yaşama rekoru bile kırabilirlerdi.”
22 BİN HAYVAN İSKELETİ ÇIKTI
Kazı alanından çıkan hayvan kemikleri üzerinde incelemeler yapan İstanbul Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vedat Onar da alandan inanılmaz sayıda hayvan iskeletinden kemik malzemenin çıktığını aktardı.
Hayvansal veriler olarak 22 bin envanterin kayda alındığını anlatan Onar, “Bizans’la ilgili dünyada bu kadar büyüklükte bir kazı yapılmadı. Aynı şekilde bu kadar buluntu da yok. Bunlar bizim için birer kazançtır” dedi.
HAYVANLARI HOYRATÇA KULLANDILAR
İncelenen verilerden ortaya çıkan bilgileri aktaran Onar, o dönem insanının hayvanları hoyratça kullandığını vurguladı. Onar, “Örneklerden 10 yaşın üstünde çok az at var. Atları çok iyi kullanmışlar. Atlardaki patolojik bozukluklar oldukça fazladır. Kullandıkları gemden, hayvanın kullanılmasına kadar çok hoyratça kullanılmış olduklarını görüyoruz. Kullanılan gem hayvanın damağını delme pozisyonundaysa hayvan bundan çok olumsuz şekilde etkileniyor demektir” şeklinde konuştu.
EN FAZLA ORKİNOS TÜKETİLİYORDU
Hayvan türlerinde çeşitliliğin çok fazla olduğunu söyleyen Onar, bunların arasında en çok tüketilenin orkinos balığının olduğuna işaret etti. Onar, İstanbul tarihini değiştirecek buluntular çıktığını bu nedenle burasının bir cevher olduğuna değinerek, “Prehistorik (Cilalı Taş Devri) döneme ait 8 bin 500 yıl öncesinde yaşayan bir insan iskeleti çıktı. Bu dönem Marmara’nın göl olma aşamasını tamamladığı dönemdir. Bu özellikleriyle tarihe ışık tutuyor. Bu döneme ait incelemelerimiz devam ediyor” diye devam etti.
EŞSİZ BİR KAYNAK
M S 4. yüzyılda kurulan ve 7. Yüzyıla kadar aktif konumunu sürdüren Theodosius limanı, 13. Yüzyılda tamamen dolarak üstü kapandı. Kazı neticesinde deniz seviyesinden -1 metreye kadar gelindiğinde çok sayıda halat kalıntıları çıkmaya başlaması kazı çalışmalarının genişletilmesine neden oldu. Deniz seviyesinden başlayarak -1 metre ile -6 metre arasında yer alan Theodosius limanı’ndan daha da derine inildiğinde -10 metreye kadar olan dolgu içinde tarih öncesi dönem olan neolitik dönemine ait mimari kalıntılar, mezarlar ve günlük yaşamda kullanılan çanak çömlekler, çeşitli çakmak taşı aletler, kemik ve ahşap aletler bulundu. Bölge, M.S. 11. Yüzyıl batıklarıyla ve Neolitik döneme ait mimari kalıntıların arasındaki tabakalaşmış denizsel dolgularla Marmara Denizi’nin geçirdiği değişimlerin anlaşılabilmesi açısından son 10 bin yıl için eşsiz bir kaynak niteliğinde. Bu güne kadar da yaklaşık 25 bin eser, kazı envanterine kaydedildi. Çıkarılan eserler “gün ışığında İstanbul’un 8 000 yılı” adı altında İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde açılan geçici sergide ziyaretçilerin hizmetine sunuldu.
22.Aralık.2009, TurkTıme