Hitit Medeniyeti’nin başkenti olan Hattuşa’da 104 yıldır arkeolojik kazı çalışmaları yapılıyor. Hattuşa, arkeoloji ve kazı çalışmalarına daha uzun yıllar hizmet vermeye kararlı olduğunu her yıl toprağın altından çıkan birbirinden değerli tarihi eserler ile gösteriyor.
28 Temmuz 1834 yılında Charles Texier’in Hattuşa kalıntılarına ilk kez ulaştığı günden itibaren arkeologların ilgisini üzerine çekmiş olan Başkent Hattuşa’da küçük ölçekli sondaj çalışmaları dışında ilk olarak sistemli kazı çalışmaları 1907 yılında Alman Arkeoloji Enstitüsü ile Alman Şark Cemiyeti tarafından Wincker ve Makridi ile Otto Puchstein başkanlığında yapılmaya başlandı.
1907 yılında başlayan ve günümüze kadar kesintisiz olarak devam eden kazı çalışmaları Hititlerin başkenti Hattuşa’yı dünyanın ilgi odağı haline getirdi. Tarihin ilk yazılı barış antlaşması olan “Kadeş” Hattuşa kazıları sırasında gün ışığına çıkartıldı. Yüz yılı aşkın devam eden kazıların amacının, Hitit kültürünü, öncülerini ve Hitit kültüründen sonraki kültürleri araştırmak olduğu belirtiliyor.
Tarih yazmaya devam eden Hattuşa kazıları günümüze kadar Alman Arkeoloji Enstitüsü bünyesinde devam etmiş olup, Kurt BittelL, Peter Neve, Jurgen Seeher başkanlığında yürütülen kazı çalışmaları bugün ise Doç. Dr. Andreas Schacner tarafından yürütülüyor.
Kazılarla şehir kalıntılarını gün ışına çıkarmayı hedeflediklerini Kazı Başkanı Alman Arkeoloji Enstitüsü’nden Doç. Dr. Andreas Schachner, “Aşağı Şehir suru ve Büyük Mabet arasında başlatılan kazı çalışmalarındaki hedef, Aşağı Şehir Suru üzerinde bulunan Potern (Yeraltı Geçidi) ile Büyük Mabet arasında kalan ve henüz kazı çalışması yapılmamış bölgede bulunan şehir kalıntılarını gün ışığına çıkartmaktır. Ayrıca Sur üzerinde bulunan bir poterni de eğer iyi korunmuş ise turizmin hizmetine açarak şehre yeni gezi alanları kazandırmaktır. Arkeolojik kazılar çok hassas ve dikkat gerektiren çalışmalar olduğu için kazı çalışmaları da aynı paralelde gelişmektedir. Geçen yıl başlamış olduğumuz kazı çalışmalarında şehir surunun bir kısmını ortaya çıkartabildik. Yüzeye yakın olan Hitit sonrası dönemlere ait tarihi kalıntıların incelenmesinin ardından Hitit dönemi yerleşim alanlarına ulaşılması mümkün olacaktır” dedi.
28.07.2010, Kaliteli Hayat