Atatürk Üniversitesi’nden Prof. Dr. Alpaslan Ceylan, Fransa’nın Besançon Üniversitesi’nde düzenlenen seminerde, Anadolu ve Erzurum tarihini anlattı. 50 bilim adamı içerisinde yer alan üç Türk’ten biri olan Prof. Dr. Ceylan, yaptığı sunumla bölgenin ve Türkiye’nin tanıtımını yaptı. Fransa’da Besançon Üniversitesi’nde yapılan ‘Anadolu Tarihi ve Arkeoloji’ konulu sempozyuma 10 ülkeden 50 ünlü bilim adamı katıldı. Türkiye’den katılan üç bilim adamından biri olan Atatürk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Tarih Bölümü Eskiçağ Tarihi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Alpaslan Ceylan, Erzurum ve bölgeyi temsil etti. Sempozyumda, ‘Yeni Araştırmalar Işığında Kuzeydoğu Anadolu’nun İlkçağ Tarihi’ konulu bir sunum yapan Prof. Dr. Ceylan, yapılan çalışmalar ışığında Anadolu ve Erzurum’la ilgili elde edilen son verileri aktardı. Anadolu ile ilgili yurt dışında yapılan en önemli toplantılardan birisi olan sempozyumda yaklaşık bir saatlik sunum yapan Prof. Dr. Ceylan, sempozyumun Türkiye’nin ve bölgenin tanıtımına katkı sağladığını söyledi.
Anadolu coğrafyasının doğusunda bulunan ve en büyük coğrafi bölge olan Doğu Anadolu Bölgesi’nin aynı zamanda Türkiye’nin en yüksek bölgesi olduğunu belirten Prof. Dr. Ceylan, araştırma bölgelerini Doğu Anadolu’nun kuzeydoğusunun oluşturduğunu söyledi. Kontinental iklim kuşağında yer aldığı için bölgenin yılın büyük bir kısmını kış mevsimi etkisinde geçirdiğini aktaran Prof. Dr. Ceylan, “Kuzeydoğu Anadolu’nun platoları 2000 metre, dağ zincirleri ise 3000 metrenin üzerinde yer almaktadır. Anadolu’nun önemli su kaynakları olan Aras, Çoruh, Kür ve Fırat bu bölümdedir. Kuzeydoğu Anadolu’nun geçim kaynaklarını hayvancılık ve tarım oluşturmaktadır. Bölgenin yüksek olmasına karşın ormanlık alanları da bulunmaktadır. Ağaç çeşidi olarak çam başta olmak üzere ardıç ve meşe yer almaktadır. Ayrıca madenin kullanılmaya başlanmadığı dönemlerde ticarette değişim aracı olarak kullanılan obsidyen yatakları oldukça fazladır” dedi.
Bölgede Paleolitik çağdan itibaren yerleşmelerin görüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Alpaslan Ceylan, şöyle devam etti: “Paleolitik yerleşmelerin sınırlı sayıda olmasına rağmen bölge İlk Tunç Çağı’ndan itibaren yoğun bir yerleşmeye sahne olmuştur. Kafkaslardan başlayan, Anadolu’da gelişen ve İsrail’e kadar uzanan İlk Tunç Çağı kültürü bölgenin en önemli kültürüdür. Karaz Kültürü olarak adlandırılan bu kültüre ait bölgede kazısı yapılan yerleşmeler Karaz, Pulur, Güzelova ve Sos Höyüktür. Bu kazılarda elde edilen bilgiler bölgenin İlk Tunç Çağına ışık tutmuştur. Bölgemiz M.Ö. I. binde merkezi Van ve çevresi olan, Doğu Anadolu’ya hakim olan Urartu Devleti’nin kontrolü altına girmiştir. Urartular döneminde bölge, Urartu Devletinin vasalı olan Diauehi hakimiyetindedir. Bölgede 1998’den itibaren yapmış olduğumuz yoğun yüzey araştırmalarında özellikle, İlk Tunç ve Demir Çağına ait yeni bulgular ortaya çıkarmış bulunmaktayız. Bu yeni bulgular Erzincan’dan başlayarak Erzurum, Kars, Iğdır, Ağrı ve Ardahan illerini kapsamıştır. Yeni yerleşmelerin yanı sıra Urartu kaya mezarları ve Urartu yazıtları ortaya çıkarılmıştır” diye konuştu. Prof. Dr. Ceylan’ın yaptığı sunumu büyük bir dikkatle dinleyen bilim insanları, bölgeyi yakından görmek istediklerini söylediler.
17.Aralık.2010, Haber Oku