Güney Marmara Arkeoloji Projesi kapsamında Aktopraklık mevkiinde 6 yıldır sürdürülen kazılar, bugün Avrupa ve dünyaya medeni hayat formlarını taşıyan kavimlerin de Bursa’yı geçiş noktası olarak kullandıklarını ortaya koyuyor. İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necmi Karul’un başkanlığında sürdürülen kazı çalışmalarında ortaya çıkarılan yaklaşık 8 bin 500 yıl öncesine ait yerleşim alanları Bursa’nın “Yaşayan Müze Kent” kimliğini bir kez daha ortaya koyuyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, Aktopraklık’ta incelemelerde bulundu. Bursa’nın binlerce yıllık medeniyetlere ev sahipliği yapmış önemli bir bölge olduğunu belirten Altepe, Aktopraklık’ın şehrin en eski yerleşim bölgelerinden biri olduğunu söyledi.
20 BİN METREKARE
Yapılan kazı çalışmaları ile 8 bin 500 yıllık yerleşim birimlerinin ve o dönemde buraya buradan da dünyaya çiftçiliği ve ziraatı taşıyan kavimlerin incelendiğini anlatan Altepe, “Bu bölgede değişik dönemlerde oluşan 8 bin 500 yıllık hatta belki de daha eski yerleşim alanları bulunuyor. Yine geçtiğimiz yüzyıllara ait ağaç evlerin de bu bölgede bulunduğuna dair kanıtlar kazı çalışmaları sonucu ortaya çıkıyor. Yaklaşık 20 bin metrekarelik alanda sürdürülen çalışmalar sonunda burada bir tarih sergilenecek. Oluşturulacak arkeopark ile ziyaretçiler binlerce yıl önceki medeniyetlerin yaşam tarzlarını ve günümüze kazandırdıklarını görme imkanı bulacak. Biz de Büyükşehir Belediyesi olarak bu değerlerin bir an önce gün yüzüne çıkarılması için gereken desteği vereceğiz” dedi.
TARTIŞMALARA SON VERECEK
Kazı çalışmalarıyla ilgili bilgiler veren Doç. Dr. Necmi Karul da bilimsel açıdan bakıldığında bu bölgenin yalnızca Bursa’nın değil, ilk tarım topluluklarının ortaya çıktığı Anadolu’dan bu kültürün Avrupa’ya yayılım sürecinin de önemli geçiş noktalarından biri olduğunu ifade etti. Aktopraklık’taki kazıların, tarih öncesi arkeolojisinin yüz yıldır tartıştığı soruların birçoğuna cevap verebileceğini savunan Karul, “Büyük ve sanayileşmiş kentlerde bu tip alanların tespiti hızlı şehirleşme ve sanayileşme sebebiyle çok mümkün olmuyor. Bu yüzden Aktopraklık tarih açısından büyük bir şans. Kazı çalışmalarımızda 6 yılı geride bıraktık. Bilimsel çevreler tarafından da takdir toplayan çalışmalarımız devam edecek. Aktopraklık tarihe ışık tutacak bir arkeoparka dönüşene kadar kazı ve araştırmalarımızı sürdüreceğiz” diye konuştu.
22.Ekim.2009, Kent Gazetesi
