Karadeniz Arkeolojisi

Aktüel Arkeoloji Dergisi yeni sayısında Karadeniz Arkeolojisi’ni okurlarıyla paylaşıyor. Karadeniz’de ele geçen ilk Hitit yazılı tabletinden, Hellen Kolonistleri’nin bölgeye gelişlerine kadar tüm dönemleri ile bilinmeyen bir Karadeniz Arkeolojisi’nden artık bilinen bir Karadeniz’e doğru yepyeni bir sayı…

Karadeniz’in bilinen ilk yerli halkları Kaskalardan, Batı Karadeniz Bölgesinin yerel Paplagonia Prensliklerine kadar ilkçağ Karadeniz tarihi ve arkasında bıraktığı onlarca arkeolojik mirasın izinde ortaya çıkan yepyeni bir tarih. Hellen Kolonistlerince kurulan onlarca yerleşimden geriye kalan kalıntılar, Karadeniz’in antik dönem sanatını, ticaretini, sosyal yaşamını ve gündelik hayatını anlatıyor. Ksenephon’un ünlü kitabı “Onbinlerin Dönüşü’”nde Karadeniz halkının balıkla olan ilişkisi ve yerel halkın yaşam tarzı anlatılıyor. Karadeniz’in efendileri Mithridates Krallığı’ndan yerel halklara; beyliklerden, Fatih Sultan Mehmet tarafından yıkılışına kadar tüm hikâye Karadeniz Tarihi yazısında ele alınıyor. Tabiat ve tabiat olaylarının üstünlüğüne karşı kendisini çaresiz gören insan Karadeniz’de de tabiata dair her şeyi tanrılaştırır. Devamı hakkındaKaradeniz Arkeolojisi

Hitit Çanak Çömleğinin Genel Özellikleri

Hitit çanak çömleği hiç kuşku yok ki Asur Ticaret Kolonileri Çağı’nda Orta Anadolu’da oluşturulan gelenekten etkilenmiştir. Eski Hitit Krallığı Dönemi’nden itibaren çömlekçi ustaları eski geleneklere bağlı kalmış, bunun yanı sıra yeni bir çömlekçilik türü de ortaya çıkarmışlardır.

Hitit yazılı belgelerinden öğrendiğimize göre Hitit çömlekçileri saraya ya da tapınaklara bağlı olarak çalışan erkek personeldir.

Eski Hitit Krallığı Dönemi çanak çömleği genellikle çarkta yapılmıştır. Ağırlıklı olarak tek renkli (monokrom) kaplar görülür. Bunlar parlak devetüyü renginde ve kırmızının tonlarındadır. Bunun yanı sıra geometrik ve çizgisel motiflerin uygulandığı boya bezekli örnekler de vardır.
Devamı hakkındaHitit Çanak Çömleğinin Genel Özellikleri

Hitit Mimarisinin Genel Özellikleri

Kyklobik taşlardan oluşan anıtsal mimarinin Anadolu’daki yaratıcıları olarak kabul edilen Hititler kentlerini surlarla çevirmişlerdir. Surlar genel olarak yapay oluşturulmuş bir yığma toprak üzerine, kimi zaman da kayaya oyulmuş yataklar içine (Büyükkale’yi çeviren surların kuzey ve doğu kesimleri) sandık duvar (kazemat) tekniğinde inşa edilmişlerdir. Toprak yığmaların eğik yüzeyleri kimi zaman taşlarla örülerek toprağın kayması ve dış yüzeylerden duvara tırmanma önlenmiştir. Dikdörtgen kulelerle desteklenen surların altında “potern” adı verilen geçitler yer almaktaydı (Anadolu topraklarındaki en eski potern Alişar’da ortaya çıkarılmıştır). Bunların en büyüğü Yerkapı’nın altındadır: Sur bedenine dikey olarak yerleştirilmiş olup 71 m. Uzunlukta ve 12 m. derinliktedir. Kuleler sur bedeni içinde yer almaktaydı.

Devamı hakkındaHitit Mimarisinin Genel Özellikleri

Gülşehir’de Tarih Aydınlanıyor

Nevşehir’in Gülşehir ilçesine bağlı Ovaören beldesindeki kazıda Hitit dönemine ait 6 metre yüksekliğinde ve 4 metre genişliğinde sur duvarlarına rastlandığı belirtildi. Kazılardan elde edilen sonuçların beldenin Hititlerin Anadolu’daki en büyük yerleşim yerlerinden biri olduğunu ortaya koyuyor.
Devamı hakkındaGülşehir’de Tarih Aydınlanıyor

Hattuşa’daki Kazı Çalışmaları 104 Yıldır Devam Ediyor

Hitit Medeniyeti’nin başkenti olan Hattuşa’da 104 yıldır arkeolojik kazı çalışmaları yapılıyor. Hattuşa, arkeoloji ve kazı çalışmalarına daha uzun yıllar hizmet vermeye kararlı olduğunu her yıl toprağın altından çıkan birbirinden değerli tarihi eserler ile gösteriyor.

28 Temmuz 1834 yılında Charles Texier’in Hattuşa kalıntılarına ilk kez ulaştığı günden itibaren arkeologların ilgisini üzerine çekmiş olan Başkent Hattuşa’da küçük ölçekli sondaj çalışmaları dışında ilk olarak sistemli kazı çalışmaları 1907 yılında Alman Arkeoloji Enstitüsü ile Alman Şark Cemiyeti tarafından Wincker ve Makridi ile Otto Puchstein başkanlığında yapılmaya başlandı.
Devamı hakkındaHattuşa’daki Kazı Çalışmaları 104 Yıldır Devam Ediyor

Hattuşa’da 2009 Kazı Sezonu Kapandı

Çorum’un Boğazkale ilçesindeki Hattuşa ören yerindeki arkeolojik kazılarda, Hitit surları üzerinde bulunan yeni bir şehir kapısı ile Karum Dönemi’ne ait çivi yazılı tablet, aslan heykeli ve insan figürü bulunduğu bildirildi.

Hattuşa ören yerinde özel bir firmanın sponsorluğunda sürdürülen kazı çalışmalarına başkanlık yapan Alman Arkeoloji Enstitüsü’nden Doç. Dr. Andreas Schachner, haziranda başlayan 2009 yılı kazı sezonunun kapandığını söyledi.

Devamı hakkındaHattuşa’da 2009 Kazı Sezonu Kapandı