Uzun bir süredir dünyanın en eski yasalarından birisini düzenleyip yaşama geçirmiş bulunan Hititlerin yasalarını bir Hitit hukuku çerçevesinde toparlayıp hukuk fakültelerimizde okutmak gerektiğini söyleyip duruyorum. Bunun halen okutulmakta olan ve Batı hukukunun temeli olarak gösterilen Roma hukuku kadar önemli olduğunu anlatmaya çalışıyorum. Gerçekten de tazminat hukukuna geçmeyi başarmış olan Hititlerin bu çabası çok önemli bir dönüşümü gösteriyor. Eğer Roma hukuku bugünkü hukuk anlayışına geçişin bir aşaması ise Hitit hukuku bunun ilk aşaması.
Daha önce Prof. Dr. Belkıs Dinçol tarafından yazılmış bulunan ve Türk Eskiçağ Enstitüsü Yayınları tarafından yayımlanmış bulunan 'Eski Önasya Toplumlarında Suç Kavramı ve Ceza' adlı esere değinmiştim. Bu eserde eskiçağın diğer toplumlarıyla birlikte Hititlerin yasaları da suç ve ceza açısından karşılaştırmalı olarak ele alınıyor ve günümüz hukuk sistemine geçişi anlamak için pek çok önemli sonuçlar çıkarmamıza yardım ediyor. Bugünlerde bir yüksek lisans tezini okuyorum. Başlığı: 'Hititlerde Hukuk'. Avukat Erdal Doğan tarafından yazılmış ve İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde kabul edilmiş. Erdal Doğan, farklı bir amaçla yola çıkmış ve asıl olarak Hitit hukukundan hareketle bir modern hukuk eleştirisi ortaya koymuş. Tez, Hitit yasalarını medeni hukuk ilişkilerinden ceza hukuku ilişkilerine kadar ele alıp modern hukukla karşılaştırmalı olarak inceliyor ve Hitit hukukunun günümüz hukukuna göre çok daha insancıl olduğu sonucuna varıyor. Umarım bu çalışmalar daha da artar ve sonuçta hukuk fakültelerimizde Hitit hukuku dersleri okutulur.
Hitit yasaları üzerine Batı'da birçok çalışma yapılmış bulunuyor. Bunlardan birisi İtalyan Hititolog Fiorella Imparati tarafından yazılmış bulunan 'Le Leggi Ittite.' Bu eser Hitit Yasaları adı altında Erendiz Özbayoğlu tarafından Türkçeye çevrilmiş bulunuyor. İlk okuduğumda şaşkınlıklar içinde kaldığımı hatırlıyorum. Öylesine çarpıcı düzenlemeler vardı ki bırakın çağının hukukunu bugünkü hukuka göre bile oldukça ileri hükümlerdi bunlar. Okudukça anladım ki eskiçağ tarihine ve sosyal ilişkilerine, özellikle de Hititlere bu kadar meraklı geçindiğim halde çok genel şeyler dışında Hitit hukukunu, Hammurabi yasaları kadar bilmiyordum. Sonraları Hitit yasaları konusunda yapılmış en önemli çalışmalardan birisi olan Harry Hoffner'ın 'Hittite Laws' adlı eserini de okudum. Bu, hem daha yeni, hem de daha ayrıntılı bir çalışmaydı. Tabletlerdeki yazılar yeni bulgular çerçevesinde değerlendirildikçe yeni yorumlar çıkıyor karşımıza ve eksik bilgiler tamamlanmaya başlıyor. Hoffner bunu yapmış ve kitabını okuyanlara kolaylık sağlayabilmek amacıyla karşılaştırmaları tablolar haline getirmişti. Hitit yasalarını bir kez de bu kitaptan okuyup inceleyince anladım ki gerçekten de Hititler bir hukuk devrimini gerçekleştirmiş. Bu devrimi bir tek şeyde özetlemek mümkün değil ama herhalde böyle bir şey yapmaya çalışsak kısas hukukundan tazminat hukukuna geçiş olarak nitelememiz mümkün. Bu adım yalnızca 3 bin 500 yıl öncesi için değil, o tarihten binlerce yıl sonrası için bile çok önemli bir aşamayı gösteriyor.
Aslında Hitit hukukunu yalnızca bu yasalar çerçevesinde değil aynı zamanda tarihin ilk anayasası sayılabilecek olan Telipinu Fermanı ve Hititlerin diğer krallıklarla yaptıkları ve ilk kapsamlı uluslararası antlaşmalar arasında sayılabilecek olan antlaşmalardaki düzenlemelerle birlikte ele alacak olursak karşımıza çok kapsamlı bir hukuk çıkıyor.
Erdal Doğan'ın yaptığı bu çalışma bildiğim kadarıyla ilk kez bir hukuk fakültesinin yüksek lisans programına tez olarak sunuluyor. Hukuk fakültelerimiz bu konudaki çalışmaları artırırsa hukuk tarihine önemli bir katkı yapabiliriz.
Daha önce Prof. Dr. Belkıs Dinçol tarafından yazılmış bulunan ve Türk Eskiçağ Enstitüsü Yayınları tarafından yayımlanmış bulunan 'Eski Önasya Toplumlarında Suç Kavramı ve Ceza' adlı esere değinmiştim. Bu eserde eskiçağın diğer toplumlarıyla birlikte Hititlerin yasaları da suç ve ceza açısından karşılaştırmalı olarak ele alınıyor ve günümüz hukuk sistemine geçişi anlamak için pek çok önemli sonuçlar çıkarmamıza yardım ediyor. Bugünlerde bir yüksek lisans tezini okuyorum. Başlığı: 'Hititlerde Hukuk'. Avukat Erdal Doğan tarafından yazılmış ve İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde kabul edilmiş. Erdal Doğan, farklı bir amaçla yola çıkmış ve asıl olarak Hitit hukukundan hareketle bir modern hukuk eleştirisi ortaya koymuş. Tez, Hitit yasalarını medeni hukuk ilişkilerinden ceza hukuku ilişkilerine kadar ele alıp modern hukukla karşılaştırmalı olarak inceliyor ve Hitit hukukunun günümüz hukukuna göre çok daha insancıl olduğu sonucuna varıyor. Umarım bu çalışmalar daha da artar ve sonuçta hukuk fakültelerimizde Hitit hukuku dersleri okutulur.
Hitit yasaları üzerine Batı'da birçok çalışma yapılmış bulunuyor. Bunlardan birisi İtalyan Hititolog Fiorella Imparati tarafından yazılmış bulunan 'Le Leggi Ittite.' Bu eser Hitit Yasaları adı altında Erendiz Özbayoğlu tarafından Türkçeye çevrilmiş bulunuyor. İlk okuduğumda şaşkınlıklar içinde kaldığımı hatırlıyorum. Öylesine çarpıcı düzenlemeler vardı ki bırakın çağının hukukunu bugünkü hukuka göre bile oldukça ileri hükümlerdi bunlar. Okudukça anladım ki eskiçağ tarihine ve sosyal ilişkilerine, özellikle de Hititlere bu kadar meraklı geçindiğim halde çok genel şeyler dışında Hitit hukukunu, Hammurabi yasaları kadar bilmiyordum. Sonraları Hitit yasaları konusunda yapılmış en önemli çalışmalardan birisi olan Harry Hoffner'ın 'Hittite Laws' adlı eserini de okudum. Bu, hem daha yeni, hem de daha ayrıntılı bir çalışmaydı. Tabletlerdeki yazılar yeni bulgular çerçevesinde değerlendirildikçe yeni yorumlar çıkıyor karşımıza ve eksik bilgiler tamamlanmaya başlıyor. Hoffner bunu yapmış ve kitabını okuyanlara kolaylık sağlayabilmek amacıyla karşılaştırmaları tablolar haline getirmişti. Hitit yasalarını bir kez de bu kitaptan okuyup inceleyince anladım ki gerçekten de Hititler bir hukuk devrimini gerçekleştirmiş. Bu devrimi bir tek şeyde özetlemek mümkün değil ama herhalde böyle bir şey yapmaya çalışsak kısas hukukundan tazminat hukukuna geçiş olarak nitelememiz mümkün. Bu adım yalnızca 3 bin 500 yıl öncesi için değil, o tarihten binlerce yıl sonrası için bile çok önemli bir aşamayı gösteriyor.
Aslında Hitit hukukunu yalnızca bu yasalar çerçevesinde değil aynı zamanda tarihin ilk anayasası sayılabilecek olan Telipinu Fermanı ve Hititlerin diğer krallıklarla yaptıkları ve ilk kapsamlı uluslararası antlaşmalar arasında sayılabilecek olan antlaşmalardaki düzenlemelerle birlikte ele alacak olursak karşımıza çok kapsamlı bir hukuk çıkıyor.
Erdal Doğan'ın yaptığı bu çalışma bildiğim kadarıyla ilk kez bir hukuk fakültesinin yüksek lisans programına tez olarak sunuluyor. Hukuk fakültelerimiz bu konudaki çalışmaları artırırsa hukuk tarihine önemli bir katkı yapabiliriz.
05/06/2005, Radikal