Brutus - Mahfi EĞİLMEZ
Gönderilme zamanı: 12:27 29-Ekim-2008
BBC'nin görkemli 'Roma' dizisi biteli iki hafta olmasına karşın etkisi izleyenlerde hâlâ sürüyor. Özellikle de son bölümde Julius Caesar'ın Senato'da senatörler tarafından bıçaklanarak öldülürüldüğü sahneler. Bu sahnelerden anlaşılıyor ki oğlu kadar sevdiği senatör Marcus Junius Brutus, onu ilk hançerleyen kişi olarak anlatılmasına karşın Caesar'ı en son bıçaklayan kişiymiş. Aslında tarih kitaplarında Caesar, kendisine karşı savaşmış olan Gnaeus Pompeius'un yanında yer almasına karşın onu da kendisini hançerleyenlerden bir diğeri olan Marcus Tullius Cicero'yu da affetmiş, Senato'da yer almalarını sağlamıştır. Brutus, annesinin yönlendirmesiyle, Caesar'a karşı başlatılan hareketin ister istemez içinde bulur kendisini ve senatörlerin çağrısı üzerine son bıçak darbesini o vurur Caesar'a.
Bütün zamanların en büyük komutanlarından ve aynı zamanda da eski dünyanın en güçlü siyasetçilerinden birisi olarak kabul edilen Caesar, madden çökmüş, manen de çürümeye yüz tutmuş olan Roma'yı bu çökme ve çürümeye neden olan senatörlerle bir yere götüremeyeceğini biliyordu. Çünkü o senatörlerin çoğu o batıştan, o çöküşten ve o çürümeden doğrudan doğruya sorumluydular. Ne var ki her birinin kendine göre bir gücü vardı. Ve Caesar, her ne kadar Galya kahramanı da olsa, her ne kadar halk tarafından sevilse de Roma'da Senato'yu karşısına alarak fazla bir şey yapabilecek konumda değildi. Yapılacak tek şey vardı onun için: Kendisine yakın olan senatörlerin ve soyluların desteğini alarak imparatorluğunu ilan edip Senato'ya ait bazı yetkileri doğrudan kullanabilmek. O da öyle yaptı. Bu hareketi, düşmanı olan senatörler tarafından, tiran olmak istediği biçiminde dile getirildi ve halka öyle anlatıldı. Sonuçta oluşturulan ortam Caesar'ın öldürülmesinin onun tiranlığına son vermekle eşanlama geleceği noktasına kadar getirildi ve halk nezdinde onu öldürenlerin kutsanması gerektiği anlayışı yayıldı. Halkın Caesar'a sevgisinin devam etmesine karşın trajik son senatoda sahneye kondu ve Caesar öldürüldü. Peki Roma kurtuldu mu? Hayır. Roma çökmeye ve çürümeye devam etti. Ama Caesar'ı öldürenler için önemli olan Roma değildi. Önemli olan onu öldürenlerin kendi geleceklerine ilişkin beklentileriydi. Asıl olan Roma'yı iyi yönetmek değil, Roma'nın yönetiminin ele geçirilmesiydi.. Caesar, Roma'yı ileri götürüp ölümsüz olmak istiyordu. Ötekiler ise yalnızca rahat bir yaşam. Caesar öldürüldükten sonra Marcus Antonius ile Gaius Octavianus, hareketin önderleri olan Gaius Cassius Longinus ile Brutus'un ordusunun üzerine yürüyerek onları mağlup ettiler. Caesar'ın yeğeni ve yakın dostu Octavianus, onun izinden giderek imparator oldu ve Caesar Augustus adını alarak onun yapmak istediklerini hayata geçirdi. Ölümünden iki yıl sonra Roma Senatosu Julius Caesar'ı, tanrılar katına yükseltti ve bu yolla bir anlamda ondan özür dilemiş oldu.
Caesar'ın öldürülüşü üzerine pek çok eser yazılmıştır. Kimisi lehte, kimisi aleyhte. Brutus üzerine de pek çok şey yazılmıştır. Onların da bir bölümü lehte, bir bölümü aleyhtedir. Buna karşılık yazılanlar Caesar'ı ne kadar suçlarsa suçlasın, onun, Roma için yaptıklarını kimse silip atamamıştır. Sonradan tanrılar katına yüksetilmesi bunun kanıtıdır. Oysa Brutus, tarihe tiran deviren bir kahraman olarak değil yalnızca bir dost katili olarak geçmiştir. Bir tiranı öldüren komploya katılmış olmak ona şeref getirmemiş, yalnızca kötü şöhret sağlamıştır. Brutus, bir isim olarak kendisini aşmış, başkalarının oyununa gelerek en yakınındakini bıçaklayan kişileri temsil eden bir genellemeye dönüşmüştür.
Her Caesar'ın mutlaka bir Brutus'u vardır.
[hr]Bütün zamanların en büyük komutanlarından ve aynı zamanda da eski dünyanın en güçlü siyasetçilerinden birisi olarak kabul edilen Caesar, madden çökmüş, manen de çürümeye yüz tutmuş olan Roma'yı bu çökme ve çürümeye neden olan senatörlerle bir yere götüremeyeceğini biliyordu. Çünkü o senatörlerin çoğu o batıştan, o çöküşten ve o çürümeden doğrudan doğruya sorumluydular. Ne var ki her birinin kendine göre bir gücü vardı. Ve Caesar, her ne kadar Galya kahramanı da olsa, her ne kadar halk tarafından sevilse de Roma'da Senato'yu karşısına alarak fazla bir şey yapabilecek konumda değildi. Yapılacak tek şey vardı onun için: Kendisine yakın olan senatörlerin ve soyluların desteğini alarak imparatorluğunu ilan edip Senato'ya ait bazı yetkileri doğrudan kullanabilmek. O da öyle yaptı. Bu hareketi, düşmanı olan senatörler tarafından, tiran olmak istediği biçiminde dile getirildi ve halka öyle anlatıldı. Sonuçta oluşturulan ortam Caesar'ın öldürülmesinin onun tiranlığına son vermekle eşanlama geleceği noktasına kadar getirildi ve halk nezdinde onu öldürenlerin kutsanması gerektiği anlayışı yayıldı. Halkın Caesar'a sevgisinin devam etmesine karşın trajik son senatoda sahneye kondu ve Caesar öldürüldü. Peki Roma kurtuldu mu? Hayır. Roma çökmeye ve çürümeye devam etti. Ama Caesar'ı öldürenler için önemli olan Roma değildi. Önemli olan onu öldürenlerin kendi geleceklerine ilişkin beklentileriydi. Asıl olan Roma'yı iyi yönetmek değil, Roma'nın yönetiminin ele geçirilmesiydi.. Caesar, Roma'yı ileri götürüp ölümsüz olmak istiyordu. Ötekiler ise yalnızca rahat bir yaşam. Caesar öldürüldükten sonra Marcus Antonius ile Gaius Octavianus, hareketin önderleri olan Gaius Cassius Longinus ile Brutus'un ordusunun üzerine yürüyerek onları mağlup ettiler. Caesar'ın yeğeni ve yakın dostu Octavianus, onun izinden giderek imparator oldu ve Caesar Augustus adını alarak onun yapmak istediklerini hayata geçirdi. Ölümünden iki yıl sonra Roma Senatosu Julius Caesar'ı, tanrılar katına yükseltti ve bu yolla bir anlamda ondan özür dilemiş oldu.
Caesar'ın öldürülüşü üzerine pek çok eser yazılmıştır. Kimisi lehte, kimisi aleyhte. Brutus üzerine de pek çok şey yazılmıştır. Onların da bir bölümü lehte, bir bölümü aleyhtedir. Buna karşılık yazılanlar Caesar'ı ne kadar suçlarsa suçlasın, onun, Roma için yaptıklarını kimse silip atamamıştır. Sonradan tanrılar katına yüksetilmesi bunun kanıtıdır. Oysa Brutus, tarihe tiran deviren bir kahraman olarak değil yalnızca bir dost katili olarak geçmiştir. Bir tiranı öldüren komploya katılmış olmak ona şeref getirmemiş, yalnızca kötü şöhret sağlamıştır. Brutus, bir isim olarak kendisini aşmış, başkalarının oyununa gelerek en yakınındakini bıçaklayan kişileri temsil eden bir genellemeye dönüşmüştür.
Her Caesar'ın mutlaka bir Brutus'u vardır.
02/04/2006, Radikal