Arkadaşlar sakın yadırgamayın bu yorumumu Ben de öyle düşünüyorum ne yapayım elimde değil ki Biz de gördük, geçirdik bir şeyler veya çok şeyler. Kazı sırasında özellikle gariban, zoraki, maaşsız, sadece karın tokluğuna çalıştırılan öğrencinin ve bir sezonluk için alınan mezun ama yine de kendisine maaş ödenmeyen arkeoloğun büyük emeği var bu konuda dediğiniz gibi. Ama şunu da unutmamak lazım "senden ne kadar emek, kazı başkanına o kadar yemek " Sonerium kardeşim galiba bahsettiğimiz kişiler aynı kişi değil. Zaten kişinin de önemi yok. Emeğe saygılıyım ona da bir şey diyeceğim yok. Tabii ki definecinin neyi ne amaçla yaptığına da bir şey demiyorum. Ammmmaaaa.... Karşıma geçip de biz şunu şöyle yapıyoruz bunu böyle diyen olursa (öğrenci yada yeni mezunsa hoş görürüm o normal) hele ki bu kişiler akademisyen ise; ben o kişileri acımasızca eleştirir yerden yere vururum. Sonuçta ne meslek kaygım var ne de not kaygım Açın ağzınızı yumun gözünüzü benim gibi. Duyduğum değil gördüğüm şey bu. Hele hele bugün yayınları dillere destan övüle övüle bitirilemeyen, neredeyse adamın ayaklarına bal dökülüp yalanacak kadar yağ çekilen kodamanlar var ki. İnanın ben kazıda onlara, onların yönetimine veya neyi ne kadar korudukları meçhul çalışma sistemlerine değil; sadece kendime "yuh" çektim. Ve aynı tanrısallaştırılan insanların hangi siyasetçiye ne gibi vaatlerle ne yağlar çektiğini de gördüm. Daha fazla yazmak istemiyorum lütfen... Sadece ülkemizde arkeoloji emperyalinin tatlı ninnisine kanıp da gözlerinizi kapatıp uyumayın. Var ise beğenmediğiniz nokta çıkın benim gibi söyleyin. Benim noktam da şu "biz ne kadar uğraşırsak uğraşalım zarar vereceğiz. Sadece olay çıkarıp sergilemek meselesi değil"
Tabii son derece etik davranmaya çalışarak yer, isim, pozisyon belirtmeden somut örnek vereyim size. İsmi lazım değil bir kazıda ismi lazım değil bir eserin neden 2 parça ve taze kazma izli bulunduğu konusuna biz öyle bulduk o zamanlardan veya toprak altında fiziki etmenler ile kırılmış açıklaması yapan zeki bir akademisyen (ünvanı yüksek baya ama onu da boşverin) ve o eseri adam etmek için çabalayan restoratörler ve onu vurduğu bir kazma sonucu tesadüfen bulduğunu göğsünü gere gere itiraf eden bir işçi. Umarım hala benim ne zararından bahsettiğimi anlamadım demezsiniz. İnsan = her daim zarar.
Bir de anlayamadığım bir şey var. Cidden ben mesajlarımda kaçakçılar ile bizi yöntem olarak aynı olsak da amaç için hiç bir zaman bir tutmadım. Neden öyleymişim gibi lanse ediyorsunuz beni. Çok ayıp valla. Bu sadece benim düşüncem. Ha bir de bu o kadar sistemli ve saygılı koruma işini mezar açımı sonrası kolu bacağı pervasızca kırılan, çoğunlukla kafatasları kazma darbesinden nasibini alan ve sonu tüm kemiklerinin un ufak parçalanıp, ayıklanıp bir torbaya pervasızca tıkıldıktan sonra uyduruk bir envanter fişi ile damgalanıp belki insanken bile görmediği saygısızlığı bizden görmeye borçlu; bir zamanlar bizim şimdi yaptığımız gibi yaşanmışlıkları, üzüntüleri, acıları yani tüm insani hazları tatmış o iskeletlere de anlatsanıza bunları. Hele hele desenize onlara " biz sizin mezarınızdan çıkan ölü hediyelerinin yanında size de gereken saygıyı göstererek kemiklerinizi didiklemeyecek ve hak ettiğiniz mezar hakkından mahrum bırakmayacağız". Bu konu Sophokles Antigonesi' nde ballandıra ballandıra işlenmedi mi asırlar önce?
Gene uzun yazdırdınız bana ama derdimi başka türlü anlatamıyorum ki.
Bir Definecilik Sitesinin Forumundan...
- ZEUS
- Arkeo-TR Üyesi
- Mesajlar: 55
- Kayıt: 01:16 05-Nisan-2008
- Konum: İzmir
- göbeklitepe
- Arkeo-TR Üyesi
- Mesajlar: 19
- Kayıt: 03:50 05-Aralık-2008
- Konum: İzmir
Re: Bir Definecilik Sitesinin Forumundan...
Yahu akeologların "yöntem" olarak Definecilere benzeyen bir yanını gösterirmisiniz, nasıl bir söylem bu ben buna karşıyım. Arkeolojinin kurumsal sorunlarını definecilikle karşılaştırarak tartışamayız evet bende öğrenciyken karın tokluğuna calıştım ama parada kazandım sonra, bunlarla definecilik meselesinin ne alakası var konuyu dağıtmayalım.
Ben kazı sırasında çıkan seramiklerin veya insan kemiklerinin kırılmasından bahsetmiyorum arkadaşlar, ki bunların hepsi birer arkeolojik buluntudur, bunun farkına varalım. Bu buluntulara Antropolog, Arkeolog veya Retoratör gözüyle bakamazsak kazı yapmanın, bu bilmi yapmanın ne anlamı kalır. Bir arkeolojik kazıda para en çok neye harcanır arkadaşlar, bir rekonstrüksiyon projesinin kaça mal olduğunu bilmiyormuyuz...
Definecilik çok girift karanlık ilişkilerin kurulduğu mafyatik bir sektör, bunun farkındamıyız. Arkeolojiyi yöntemsel olarak defineciliğe bezeticeksek, yöntemi konuşmak gerekmezmi, siz hiç 5'e 5'e nizami kesiti düz , seviye seviye tespit edilmiş, fotoğraflanmış, çizilmiş, gün gün rapor tutulmuş, buluntuları tasnif edilmiş, laklanmış, seraknikleri çizilmiş, envateri çıkarılmış, bir define çukuru gördünüzmü, ben görmedim, bunlar yoksa yöntemin nesi benziyor ...
"Çukur kazmak" teşbihtir benim açımdan ama yöntemsel benzerliği kabul eden varsa, bizde çukur açıyor sayılırız...
Ben kazı sırasında çıkan seramiklerin veya insan kemiklerinin kırılmasından bahsetmiyorum arkadaşlar, ki bunların hepsi birer arkeolojik buluntudur, bunun farkına varalım. Bu buluntulara Antropolog, Arkeolog veya Retoratör gözüyle bakamazsak kazı yapmanın, bu bilmi yapmanın ne anlamı kalır. Bir arkeolojik kazıda para en çok neye harcanır arkadaşlar, bir rekonstrüksiyon projesinin kaça mal olduğunu bilmiyormuyuz...
Definecilik çok girift karanlık ilişkilerin kurulduğu mafyatik bir sektör, bunun farkındamıyız. Arkeolojiyi yöntemsel olarak defineciliğe bezeticeksek, yöntemi konuşmak gerekmezmi, siz hiç 5'e 5'e nizami kesiti düz , seviye seviye tespit edilmiş, fotoğraflanmış, çizilmiş, gün gün rapor tutulmuş, buluntuları tasnif edilmiş, laklanmış, seraknikleri çizilmiş, envateri çıkarılmış, bir define çukuru gördünüzmü, ben görmedim, bunlar yoksa yöntemin nesi benziyor ...
"Çukur kazmak" teşbihtir benim açımdan ama yöntemsel benzerliği kabul eden varsa, bizde çukur açıyor sayılırız...
Nevali Cori
- sonerium
- Site Yetkilisi
- Mesajlar: 2100
- Kayıt: 21:14 04-Mart-2008
- Konum: Işık Ülkesi
- İletişim:
Re: Bir Definecilik Sitesinin Forumundan...
"Çukur kazmak" teşbihtir benim açımdan ama yöntemsel benzerliği kabul eden varsa, bizde çukur açıyor sayılırız...
ZEUS arkadaşımız biraz duygusal davranıyor sanıyorum. Aslında bu yüksek beklentilerden kaynaklanıyor. Türkiye'deki kazıların %80i tamamen kazıyı organize eden arkeologların fedakarlıklarıyla sürdürülebilirken dört dörtlük bir çalışma ortamı beklemek hayalperestlik olur herhalde. Ben de rastladım kazmanın uzunun değdiği hatta fazlası, eserin kırıldığı durumlara. Bilimsel yöntemler de kullansan illaki doğanın azizliğine yeniliyorsun veya bir anlık dalgınlık oluyor ve kazma şiddetle toprağa dalıyorum derken esere temas edebiliyor. (Kazma tabirine de kıl kaptım şimdi) Şimdi bu tür bi kazayı-ki iş kazasıdır her işin kazası vardır- elinde yasal* satılan dedektörlerinin bip sesinin yönünde açgözlülükle sonuca varmayı hedefleyen yağmacının eylemiyle eş tutabilir misiniz? Öğrenciliğimizde birlikte katıldığımız arazi gezilerinde çok defa tanık olduk bunlara. Ben fazlasına Fethiye'de tanık oldum. Hem de devlet izinli şahısların o yasal aletleriyle yaptıkları işlerdi. Yanlışlar var, ama bizim işimiz yanlışlar çok diye sırtımızı çevirmek değil. Benki kişisel çabalarımla, kendi maddi imkanlarıma müzeye kazandırdığım taşınır eserin Kültür bakanlığınca taşınmaz sınıfına dahil edilip, teselli olarak müzenin köşesine attığı, üstündeki yazıtıyla arkeoloji dünyasının bilmediği bir yerleşimi ortaya çıkaran gayet nadide mezar stelinden dolayı yaşadığım hayal kırıklıklarından sonra bile küsmedim
*Hazine avcısı dedektörlerin ilanlarını gazetelerde boy boy yayınlarlar ve sonra tarihi eser kaçakçılığıyla mücadele derler. E kardeşim o aletleri kim satın alıyo sanıyosunuz ki?
"Kimi zaman başarılı kimi zaman başarısız olan kısmen kahraman"
Twitter'da Arkeo-TR | Facebook'ta Arkeo-TR | Instagram'da Arkeo-TR
Twitter'da Arkeo-TR | Facebook'ta Arkeo-TR | Instagram'da Arkeo-TR
- ZEUS
- Arkeo-TR Üyesi
- Mesajlar: 55
- Kayıt: 01:16 05-Nisan-2008
- Konum: İzmir
Re: Bir Definecilik Sitesinin Forumundan...
Benim dilimde tüy bitti. Ama Sonerium duygularıma kılavuz olmuş. Evet aynını ben de söylüyordum. Defineci = biz olamaz. Ben yoruldum biraz da başkası fikir belirtsin. Ben çok muhalefet gibi görünüyorum yoksa :d Bu arada sizler konuyu açar yada kapatırsınız bilemem; ama ben değişik bir noktaya daha değinmek istiyorum: "Dedektör satışı yasal; ama kullanımı yasa dışı" kabul ediliyor. Bu detay çok önemli. Buna ne buyrulur. Birileri bilerek zarara göz yumuyor mu? İlgili yasanın metni:
DEFİNEYİ CİHAZLA TESPİT YASAK DEĞİL İZİNSİZ KAZMAK YASAKTIR BUNUN HUKUKİ KANITLARI
DEFİNEYİ CİHAZLA TESPİT YASAK DEĞİL İZİNSİZ KAZMAK YASAKTIR BUNUN HUKUKİ KANITLARI
Yahu defineci tarafından yeri cihazla tespit edilen buluntunun çıkarılmama gibi olasılığı var mı
Definecilik ve Arkeoloji
Konu: definecilik yönetmeliği,2863 sayılı yasa ve yargıtay kararı
Sayfa: 1
ilgili yargıtay kararı Ceza Genel Kurulu
E. 1984/9 - 408
K. 1985/149
T. 18.4.1985
ÖZET : Definenin [gömünün] kesin yerini saptamaya çalisan saniklarin eylemi, uygulama asamasina varmayan hazirlik hareketi derecesinde kaldigin- dan, definenin yerini saptamis olsalar bile, ileride neye yönelik girisimde bulu- nacaklari belli olmadigindan, olayda define arama suçunun unsurlari olusmaz.
(1710 s. EEK. m. 46, 52)
(743 s. MK. m. 696)
Ruhsatsiz sondaj ve kazi yapmak suçlarindan saniklar Sazi Lâtif, Selahattin'in hükümlülüklerine dair, (Çanakkale Agir Ceza Mahkemesi)' nden verilen 23.2.1983 gün ve 99-32 sayili hüküm, saniklarin temyizleri üzerine, Yargitay Dokuzuncu Ceza Dairesi'nce incelenerek bozulup yerine geri çevrilmistir.
Ilk hükümde direnmeye iliskin ayni mahkemeden verilen 29.12.1983 gün ve 226-307 sayili son hükmün Yargitay'ca incelenmesi saniklar tarafindan süresinde verilen dilekçe ile istenilmis, kosuluda yerine getirilmis, oldugundan dosya C. Bassavciligi'nin hükmün bozulmasi istemini bildiren 24.7.1984 gün ve 9-1233 sayili teblignamesiyle Birinci Baskanliga gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, geregi konusulup düsünüldü : Izinsiz sondaj ve kazi yapmaktan saniklar Sazi, Kemal, Lâtif, ve Selâhattin'in 1710 sayili Yasa'nin 46, 52 ve TCK. nun 59. maddeleri uyarinca hükümlülüklerine suçta kullandiklari dedektörün ve elde edilen eski paralarin zoralimina iliskin karar, Özel Dairece (define arama, definenin içine gömüldügü veya saklandigi yerden çikarilmasi için elverisli vasitalarla birtakim icrai hareketlerde bulunmayi icap ettirmesine, incelenen olayda saniklarin suç konusu yeri gizli bir maddenin izlerini tespite yarayan dedektör ile kontrol ettikleri; ancak herhangi bir ize rastlamadiklari anlasilmis olup, rastlasalar bile ileride neye tevessül edecekleri belli olmadigina göre hareketlerinin define arama yönünden icrai hareketleri sayilamayacagi düsünülmeden yazili sekilde hüküm kurulmasi, yasaya aykiridir) biçimindeki gerekçesiyle bozulmustur.
Mahkeme ise :
a - Taniklar, saniklarin savunmalarina uygun olarak olay gecesi saat 20.00 sularinda köyce eski mezar olarak bilinen yerde isik yandigini gördüklerini ve durumu muhtara haber verdiklerini muhtarin gelerek saniklari elindeki maden arama makinesi ile birlikte yakaladigini söylemekte ve saniklarda maden ve para aradiklarini açikça ikrar etmektedirler. Maddi olay konusunda ifadeler arasinda çeliski yoktur köyce eski mezar denilen bir yerin eski eser niteliginde bulundugu bilinmektedir ki saniklar gece karanlikta gelip isik yakarak bu yerde arama yapmislar, tanik olan köylüler de onlarin bu davranisindan kuskulanarak durumu muhtara haber vermislerdir, ayrica ek-58'deki belge bu yerin sit alani içinde oldugunu ve korumaya alindigini açikça belirtmistir.
b - Maddi olay yukarida yeniden vurgulandigi gibi ortaya konulduktan sonra mahkememizle yüksek Dokuzuncu Ceza Dairesi arasindaki uyusmazligin tartismasina gelelim. Yüksek mahkeme define arama: "definenin içine gömüldügü veya saklanildigi yerden çikarilmasi için elverisli vasitalarla bir takim icrai hareketlerde bulunmayi icap ettirmesine..." diyerek icrai hareketleri böylece sinirlamistir.
Ek - 52 ve 53'deki emanet esyasi göstermektedir ki saniklar eski paralari da bu kazi esnasinda bulmuslardir. Yani Yargitay Dokuzuncu Ceza Dairesi'nin belirledigi eylem bile burada gerçeklesmis, saniklar kaziyi yaparak eski paralari ortaya çikarmislardir. Kaldi ki kurulumuz define arama suçunda icrai hareketlerinin yüksek direnin belirledigi sekilde oldugu görüsünde de degildir.1710 sayili Yasanin 52. maddesi okundugunda izinsiz define arastiranlar demis 51. madde de bunu tamamlayan ve açiklik getiren "ruhsatsiz sondaj ve kazi yapanlari, eski eser kaçakçiligi yapan..." diyerek ayrica bir kural getirmis ve kazi yapanlar için (izinsiz) daha agir ve ayrica ceza getirmis ve eski eser kaçakçiligi yapanlara da ayni agir cezayi uygulamistir. Mahkememiz burada saniklar için daha agir ceza belirlemesi gerekirken bir kez yanilgiya düsmüs ve 52. maddeyi uygulamistir, Temyiz edenlerin sifati ve önceki kazanilmis haklari göz önüne alinarak bu konuda her hangi bir degisiklik yapilmamistir.
Kanunun 52. maddeden kanimizca anlasilan sudur : Izin almadan define aramak cezalandirilmistir. Bunun maddi eylemi dedektörle aramayla baslayip bulup çikarmaya kadar sürer ve suça kalkismada kanimizca mümkün görülmemektedir. Iste bütün bu nedenlerle mahkememizin önceki karari yasaya uygun görülmüstür) biçimindeki gerekçesiyle ilk hükümde direnmistir.
307 sayili son hükmün Yargitay'ca incelenmesi saniklar tarafindan süresinde verilen dilekçe ile istenilmis, kosuluda yerine getirilmis, oldugundan dosya C. Bassavciligi'nin hükmün bozulmasi istemini bildiren 24.7.1984 gün ve 9-1233 sayili teblignamesiyle Birinci Baskanliga gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, geregi konusulup düsünüldü : Izinsiz sondaj ve kazi yapmaktan saniklar Sazi, Kemal, Lâtif, ve Selâhattin'in 1710 sayili Yasa'nin 46, 52 ve TCK. nun 59. maddeleri uyarinca hükümlülüklerine suçta kullandiklari dedektörün ve elde edilen eski paralarin zoralimina iliskin karar, Özel Dairece (define arama, definenin içine gömüldügü veya saklandigi yerden çikarilmasi için elverisli vasitalarla birtakim icrai hareketlerde bulunmayi icap ettirmesine, incelenen olayda saniklarin suç konusu yeri gizli bir maddenin izlerini tespite yarayan dedektör ile kontrol ettikleri; ancak herhangi bir ize rastlamadiklari anlasilmis olup, rastlasalar bile ileride neye tevessül edecekleri belli olmadigina göre hareketlerinin define arama yönünden icrai hareketleri sayilamayacagi düsünülmeden yazili sekilde hüküm kurulmasi, yasaya aykiridir) biçimindeki gerekçesiyle bozulmustur.
Mahkeme ise :
a - Taniklar, saniklarin savunmalarina uygun olarak olay gecesi saat 20.00 sularinda köyce eski mezar olarak bilinen yerde isik yandigini gördüklerini ve durumu muhtara haber verdiklerini muhtarin gelerek saniklari elindeki maden arama makinesi ile birlikte yakaladigini söylemekte ve saniklarda maden ve para aradiklarini açikça ikrar etmektedirler. Maddi olay konusunda ifadeler arasinda çeliski yoktur köyce eski mezar denilen bir yerin eski eser niteliginde bulundugu bilinmektedir ki saniklar gece karanlikta gelip isik yakarak bu yerde arama yapmislar, tanik olan köylüler de onlarin bu davranisindan kuskulanarak durumu muhtara haber vermislerdir, ayrica ek-58'deki belge bu yerin sit alani içinde oldugunu ve korumaya alindigini açikça belirtmistir.
b - Maddi olay yukarida yeniden vurgulandigi gibi ortaya konulduktan sonra mahkememizle yüksek Dokuzuncu Ceza Dairesi arasindaki uyusmazligin tartismasina gelelim. Yüksek mahkeme define arama: "definenin içine gömüldügü veya saklanildigi yerden çikarilmasi için elverisli vasitalarla bir takim icrai hareketlerde bulunmayi icap ettirmesine..." diyerek icrai hareketleri böylece sinirlamistir.
Ek - 52 ve 53'deki emanet esyasi göstermektedir ki saniklar eski paralari da bu kazi esnasinda bulmuslardir. Yani Yargitay Dokuzuncu Ceza Dairesi'nin belirledigi eylem bile burada gerçeklesmis, saniklar kaziyi yaparak eski paralari ortaya çikarmislardir. Kaldi ki kurulumuz define arama suçunda icrai hareketlerinin yüksek direnin belirledigi sekilde oldugu görüsünde de degildir.1710 sayili Yasanin 52. maddesi okundugunda izinsiz define arastiranlar demis 51. madde de bunu tamamlayan ve açiklik getiren "ruhsatsiz sondaj ve kazi yapanlari, eski eser kaçakçiligi yapan..." diyerek ayrica bir kural getirmis ve kazi yapanlar için (izinsiz) daha agir ve ayrica ceza getirmis ve eski eser kaçakçiligi yapanlara da ayni agir cezayi uygulamistir. Mahkememiz burada saniklar için daha agir ceza belirlemesi gerekirken bir kez yanilgiya düsmüs ve 52. maddeyi uygulamistir, Temyiz edenlerin sifati ve önceki kazanilmis haklari göz önüne alinarak bu konuda her hangi bir degisiklik yapilmamistir.
Kanunun 52. maddeden kanimizca anlasilan sudur : Izin almadan define aramak cezalandirilmistir. Bunun maddi eylemi dedektörle aramayla baslayip bulup çikarmaya kadar sürer ve suça kalkismada kanimizca mümkün görülmemektedir. Iste bütün bu nedenlerle mahkememizin önceki karari yasaya uygun görülmüstür) biçimindeki gerekçesiyle ilk hükümde direnmistir.
TMK. nun 696. maddesine göre "kesiflerinden çok zaman evvel gömülmüs veya saklanmis oldugu ve artik maliki bulunmadigi muhakkak görülen kiymetli seyler define addolunur. Bu itibarla define arama; definenin içine gömüldügü veya saklandigi yerden çikarilmasi için elverisli vasitalarla bir takim icrai hareketlerde bulunmayi gerektirmektedir.
Olayda, saniklarin suç konusu yeri gizli bir maddenin izlerini tespite yarayan dedektör ile kontrol ettikleri ancak herhangi bir ize rastlamadiklari saptanmistir. Dedektör ile yapilan kontrolün icrai hareket olarak kabulüne imkân görülmemistir. Söyle ki; olay tarihinde yürürlükteki 1710 sayili Kanun hükümleri geregince hazirlanan ve 14.9.1973 gün ve 14655 sayili Resmi Gazetede yayinlanan yönetmeligin 3, 4 ve 5. maddeleri define aramak isteyenlerin bu yoldaki basvurma usullerini belirtmis ve define aranacak yerin bulundugu mevkiin bildirilmesi, 1/500 ölçeginde kroki ve fotograflarinin eklenmesi ve bunlar üzerinde define aranacak ve kazilacak sahanin 100 m2'yi geçmemek üzere isaretlenmesi zorunlulugunu da getirmistir. O halde define aramak isteyenler için ilk kosul define bulundugu sanilan yerin saglikli, kesin yerini tespit etmektir. Arama islemi bu tespitten sonra baslayacak, gömülen veya saklanan kiymetli seylerin bu yerlerden çikarilmasi için elverisli vasitalarla icrai hareketlere girisilecektir. Belirtilen nedenlerle saniklarin sabit olan eylemleri, varoldugu zan ve tahmin edilen definenin kesin yerini tespit etmege çalismaktan ibaret, icrai hareket asamasina varmayan hazirlik hareketi derecesinde kaldigindan ve bu suretle bir definenin yeri tespit edilse dahi ileride neye tevessül edilecegi de belli olmadigindan olayda define arama suçunun unsurlari olusmamistir.
Bu itibarla saniklar vekilinin temyiz isteginin kabulü ile, yerel mahkeme direnme hükmünün bozulmasina karar verilmelidir.
Sonuç : Açiklanan nedenlerle teblignamedeki istem gibi direnme hükmünün (BOZULMASINA), depo paralarinin geri verilmesine, 18.4.1985 gününde 2/3'ü geçen çogunlukla karar verildi
2863 sayılı kanun
KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI KORUMA KANUNU
İLE ÇEŞİTLİ KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI
HAKKINDA KANUN
MADDE 1.- 21.7.1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 3 üncü maddesinin; (a) bendinin (1) numaralı alt bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, (3) numaralı alt bendine "kent kalıntıları" ibaresinden sonra gelmek üzere "kültür varlıklarının yoğun olarak bulunduğu sosyal yaşama konu olmuş veya" ibareleri ile aynı bende (7), (, (9), (10), (11) ve (12) numaralı alt bentler eklenmiş, (b) bendinin (3) numaralı alt bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
(1) "Kültür varlıkları"; tarih öncesi ve tarihi devirlere ait bilim, kültür, din ve güzel sanatlarla ilgili bulunan veya tarih öncesi ya da tarihi devirlerde sosyal yaşama konu olmuş bilimsel ve kültürel açıdan özgün değer taşıyan yer üstünde, yer altında veya su altındaki bütün taşınır ve taşınmaz varlıklardır.
(7) "Ören yeri"; tarih öncesinden günümüze kadar gelen çeşitli uygarlıkların ürünü olup, topoğrafik olarak tanımlanabilecek derecede yeterince belirgin ve mütecanis özelliklere sahip, aynı zamanda tarihsel, arkeolojik, sanatsal, bilimsel, sosyal veya teknik bakımlardan dikkate değer, kısmen inşa edilmiş, insan emeği kültür varlıkları ile tabiat varlıklarının birleştiği alanlardır.
( "Koruma amaçlı imar plânı"; bu Kanun uyarınca belirlenen sit alanlarında, alanın etkileşim-geçiş sahasını da göz önünde bulundurarak, kültür ve tabiat varlıklarının sürdürülebilirlik ilkesi doğrultusunda korunması amacıyla arkeolojik, tarihi, doğal, mimarî, demografik, kültürel, sosyo-ekonomik, mülkiyet ve yapılaşma verilerini içeren alan araştırmasına dayalı olarak; hali hazır haritalar üzerine, koruma alanı içinde yaşayan hane halkları ve faaliyet gösteren iş yerlerinin sosyal ve ekonomik yapılarını iyileştiren, istihdam ve katma değer yaratan stratejileri, koruma esasları ve kullanma şartları ile yapılaşma sınırlamalarını, sağlıklaştırma, yenileme alan ve projelerini, uygulama etap ve programlarını, açık alan sistemini, yaya dolaşımı ve taşıt ulaşımını, alt yapı tesislerinin tasarım esasları, yoğunluklar ve parsel tasarımlarını, yerel sahiplilik, uygulamanın finansmanı ilkeleri uyarınca katılımcı alan yönetimi modellerini de içerecek şekilde hazırlanan, hedefler, araçlar, stratejiler ile plânlama kararları, tutumları, plân notları ve açıklama raporu ile bir bütün olan nazım ve uygulama imar plânlarının gerektirdiği ölçekteki plânlardır.
(9) "Çevre düzenleme projesi"; ören yerlerinin arkeolojik potansiyelini koruyacak şekilde, denetimli olarak ziyarete açmak, tanıtımını sağlamak, mevcut kullanım ve dolaşımdan kaynaklanan sorunlarını çözmek, alanın ihtiyaçlarını çağdaş, teknolojik gelişmelerin gerektirdiği donatılarla gidermek amacıyla her ören yerinin kendi özellikleri göz önüne alınarak hazırlanacak 1/500, 1/200 ve 1/100 ölçekli düzenleme projeleridir.
(10) "Yönetim alanı"; sit alanları, ören yerleri ve etkileşim sahalarının doğal bütünlüğü içerisinde etkin bir şekilde korunması, yaşatılması, değerlendirilmesi, belli bir vizyon ve tema etrafında geliştirilmesi, toplumun kültürel ve eğitsel ihtiyaçlarıyla buluşturulması amacıyla, plânlama ve koruma konusunda yetkili merkezî ve yerel idareler ile sivil toplum kuruluşları arasında eşgüdümü sağlamak için oluşturulan ve sınırları ilgili idarelerin görüşleri alınarak Bakanlıkça belirlenen yerlerdir.
(11) "Yönetim plânı"; yönetim alanının korunmasını, yaşatılmasını, değerlendirilmesini sağlamak amacıyla, işletme projesini, kazı plânı ve çevre düzenleme projesi veya koruma amaçlı imar plânını dikkate alarak oluşturulan koruma ve gelişim projesinin, yıllık ve beş yıllık uygulama etaplarını ve bütçesini de gösteren, her beş yılda bir gözden geçirilen plânlardır.
(12) "Bağlantı noktası"; yönetim alanı sınırlarında yer almamakla birlikte, arkeolojik, coğrafi, kültürel ve tarihi nedenlerle veya aynı vizyon ve tema etrafında yönetim ve gelişiminin sağlanması bakımından bu yer ile irtibatlandırılan kültürel varlıklardır.
(3) "Koruma Bölge Kurulu"; Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunu,"
MADDE 2. - 2863 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin üçüncü fıkrasına "mozaikler" ibaresinden sonra gelmek üzere ",peri bacaları" ibaresi eklenmiştir.
MADDE 3. - 2863 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Madde 9. - Koruma Yüksek Kurulunun ilke kararları çerçevesinde koruma bölge kurullarınca alınan kararlara aykırı olarak, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ve koruma alanları ile sit alanlarında inşaî ve fizikî müdahalede bulunulamaz, bunlar yeniden kullanıma açılamaz veya kullanımları değiştirilemez. Esaslı onarım, inşaat, tesisat, sondaj, kısmen veya tamamen yıkma, yakma, kazı veya benzeri işler inşaî ve fizikî müdahale sayılır.
MADDE 4. - 2863 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan "yapmak" ibaresinden sonra gelmek üzere "veya kamu kurum ve kuruluşları ile belediyeler ve valiliklere yaptırmak" ibaresi eklenmiş, sekizinci fıkrası yürürlükten kaldırılmış ve maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
Büyükşehir belediyeleri, valilikler, Bakanlıkça izin verilen belediyeler bünyesinde kültür varlıkları ile ilgili işlemleri ve uygulamaları yürütmek üzere sanat tarihi, mimarlık, şehir plânlama, mühendislik, arkeoloji gibi meslek alanlarından uzmanların görev alacağı koruma, uygulama ve denetim büroları kurulur. Ayrıca, il özel idareleri bünyesinde, kültür varlıklarının korunmasına yönelik rölöve, restitüsyon, restorasyon projelerini hazırlayacak ve uygulayacak proje büroları ve sertifikalı yapı ustalarını yetiştirecek eğitim birimleri kurulur.
Belediyeler belediye sınırları ve mücavir alanları içerisinde, valilikler ise bu sınırlar dışında yetkilidir.
Bu bürolar koruma bölge kurulları tarafından uygun görülen koruma amaçlı imar plânı, proje ve malzeme değişiklikleri ile inşaat denetimi de dahil olmak üzere uygulamayı denetlemekle yükümlüdürler.
Alanın özelliği göz önüne alınarak, bu büroların hangi uzmanlık dallarından teşekkül edeceği, çalışma, izin usul ve esasları; Bakanlık ve İçişleri Bakanlığınca hazırlanacak bir yönetmelikle belirlenir.
MADDE 5. - 2863 sayılı Kanunun 11 inci maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan "korunma alanları" ibaresinden sonra gelmek üzere ",sit alanları" ibaresi eklenmiştir.
MADDE 6. - 2863 sayılı Kanunun 12 nci maddesinin başlığı "Taşınmaz kültür varlıklarının onarımına yardım sağlanması ve katkı payı" olarak değiştirilmiş, birinci fıkrasındaki "ve kredi verilir" ibaresi ile dördüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmış ve maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
Bu amaçla, Bakanlık bütçesine yeterli ödenek konulur. Bakanlıkça yapılacak yardımlara ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.
Belediyelerin görev alanlarında kalan kültür varlıklarının korunması ve değerlendirilmesi amacıyla kullanılmak üzere 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 8 inci ve 18 inci maddeleri uyarınca mükellef hakkında tahakkuk eden emlak vergisinin %10'u nispetinde "Taşınmaz Kültür Varlıklarının Korunmasına Katkı Payı" tahakkuk ettirilir ve ilgili belediyesince emlak vergisi ile birlikte tahsil edilir.
Tahsil edilen miktar, il özel idaresi tarafından açılacak özel hesapta toplanır. Bu miktar; belediyelerce kültür varlıklarının korunması ve değerlendirilmesi amacıyla hazırlanan projeler kapsamında kamulaştırma, projelendirme, plânlama ve uygulama konularında kullanılmak üzere il sınırları içindeki belediyelere vali tarafından aktarılır ve bu pay valinin denetiminde kullanılır.
Bu madde uyarınca tahakkuk eden katkı payları hakkında 1319 sayılı Kanunun üçüncü kısmı hükümleri uygulanır. Katkı paylarına ilişkin usul ve esaslar İçişleri Bakanlığı ile Bakanlık tarafından belirlenir.
2985 sayılı Toplu Konut Kanunu uyarınca verilecek kredilerin en az %10'u tescilli taşınmaz kültür varlıklarının bakımı, onarımı ve restorasyonu işlemlerine ilişkin başvurularda kullandırılır. Bu kapsamdaki öncelikli projeler Bakanlık ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca müştereken belirlenir.
MADDE 7.- 2863 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin ikinci paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Kamu kurum ve kuruluşları, belediyeler, il özel idareleri ve mahallî idare birlikleri tescilli taşınmaz kültür varlıklarını, koruma bölge kurullarının belirlediği fonksiyonda kullanılmak kaydıyla kamulaştırabilirler.
MADDE 8. - 2863 sayılı Kanunun 17 nci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Sit alanlarında geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartları ile koruma amaçlı imar plânı
Madde 17. - a) Bir alanın koruma bölge kurulunca sit olarak ilanı, bu alanda her ölçekteki plân uygulamasını durdurur. Sit alanının etkileşim çevresine ilişkin varsa 1/25.000 ölçekli plân kararları ve notları alanın sit statüsü dikkate alınarak yeniden gözden geçirilerek ilgili idarelerce onaylanır.
Koruma amaçlı imar plânı yapılıncaya kadar, koruma bölge kurulu tarafından üç ay içinde geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartları belirlenir. Belediyeler, valilikler ve ilgili kurumlar söz konusu alanda ilgili meslek odaları, sivil toplum kuruluşları ve plândan etkilenen hemşerilerin katılımı ile toplantılar düzenleyerek koruma amaçlı imar plânını hazırlatıp, incelenmek ve sonuçlandırılmak üzere koruma bölge kuruluna vermek zorundadır. İki yıl içinde koruma amaçlı imar plânı yapılmadığı takdirde, geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartlarının uygulanması, koruma amaçlı imar plânı yapılıncaya kadar durdurulur.
Bu iki yıllık süre içinde zorunlu nedenlerle plân yapılamadığı takdirde koruma bölge kurulunca bu süre bir yıl daha uzatılabilir.
Koruma bölge kurulunda görüşülen ve uygun görülen koruma plânları onaylanmak üzere ilgili idarelere gönderilir.
İlgili idareler, koruma amaçlı imar plânını en geç iki ay içinde görüşür ve varsa değişmesini istediği hususları koruma bölge kuruluna bildirir. Koruma bölge kurulunda bu hususlar da değerlendirilir ve kurul tarafından uygun görülen haliyle plânlar ilgili idarelere onaylanmak üzere gönderilir. Altmış gün içerisinde onaylanmayan plânlar kesinleşerek yürürlüğe girer. Koruma amaçlı imar plânının yürürlüğe girmesiyle geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartları ayrıca karar almaya gerek kalmadan ortadan kalkar.
Ören yerlerinde çevre düzenleme projesi yapımı ve değişiklikleri, ilgili koruma bölge kurulunun uygun görüşü doğrultusunda Bakanlıkça yapılır, yaptırılır ve onaylanır.
Koruma amaçlı imar plânları ve çevre düzenleme projelerinde yapılacak değişiklikler yukarıdaki usullere tabidir.
Koruma amaçlı imar plânları; müellifi şehir plâncısı olmak üzere; alanın konumu, sit statüsü ve özellikleri göz önünde bulundurularak mimar, restoratör mimar, sanat tarihçisi, arkeolog, sosyolog, mühendis, peyzaj mimarı gibi meslek gruplarından Bakanlıkça belirlenecek uzmanlar tarafından hazırlanır.
Koruma amaçlı imar plânları ve çevre düzenleme projelerinin hazırlanması, gösterimi, uygulaması, denetimi ve plân müelliflerinin yeterliliği ile görev, yetki ve sorumluluklarına ilişkin usul ve esaslar, Bakanlık ile Bayındırlık ve İskân Bakanlığınca çıkarılacak bir yönetmelikle belirlenir.
Koruma amaçlı imar plânlarının yapımı için belediyelere aktarılmak üzere İller Bankası Genel Müdürlüğü Bütçesine yeteri kadar ödenek konur. İl özel idareleri ise bütçelerinde koruma amaçlı imar plânlarının yapımı için ödenek ayırırlar.
Koruma bölge kurulunca sit alanı olarak ilan edilen yerlerde; bu kararın ilanından önce imar mevzuatına ve onanlı imar plânlarına uygun olarak alınmış yapı ruhsatı ve eklerine göre subasman seviyesi tamamlanmış yapıların inşasına devam edilebilir, ancak bu maddenin ( c) bendi uyarınca yapılanma hakkı aktarımını re’sen uygulamaya da ilgili idareler yetkilidir. Subasman seviyesi tamamlanmamış yapıların yapı ruhsatları iptal edilir. Kesin yapılanma yasağı bulunan sit alanlarında bu madde hükümlerinden faydalanılamaz.
b) Koruma amaçlı imar plânlarıyla kesin yapılanma yasağı getirilen sit alanlarında bulunan gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerinin mülkiyetindeki taşınmazlar malikin başvurusu üzerine, belediye ve il özel idaresine ait taşınmazlarla takas edilebilir.
c) Yapılanma hakları kısıtlanmış tescilli taşınmaz kültür varlıklarına veya bunların koruma alanlarında bulunan ya da koruma amaçlı imar plânlarıyla yapılanma hakları kısıtlanan taşınmazlara ait mülkiyet veya yapılanma haklarının kısıtlanmış bölümünü, imar plânlarıyla yapılanmaya açık aktarım alanı olarak ayrılmış, mülkiyetlerindeki veya üçüncü şahıslara ait alanlara, aktarımdan yararlanacak öncelikli hakları belirleyerek bir program dahilinde aktarmaya, belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde belediyeler, bunların dışında valilikler yetkilidir.
Aktarım işleminde Sermaye Piyasası Kurulunca onaylı gayrimenkul değerleme şirketlerince yapılacak rayiç değer denkleştirmesi esastır. Ancak aktarıma konu hak tescilli taşınmaz kültür varlığına ilişkin ise yapı değeri dikkate alınmaz.
Bu taşınmazlar için, kısıtlanmış yapılanma haklarının, imar plânlarıyla aktarım alanı olarak ayrılmış yapılanmaya açık diğer alanlarda kullanılmasını sağlayacak ve bu hakkı hamiline yazılı menkul kıymete dönüştürecek belgeler düzenlemeye, bu belgeleri yapılanma hakları kısıtlanmış alan olarak gösterilen ve tapuda bu konuda şerh düşülen alanlardaki taşınmaz sahiplerinden hak sahibi olanlara vermeye, imar plânında aktarım alanı olarak ayrılmış ve tapuda bu konuda şerh düşülen alanlarda ise ruhsat vermek için toplamaya ilgili idareler yetkilidir. Menkul kıymetlerin basılması, saklanması, el değiştirme işlemlerinin onaylanması ve veri tabanının oluşturulması ve denetlenmesi İller Bankasınca yapılır.
Bu alanlarda kesin yapılanma yasağı gelmesi nedeniyle yapılanma hakkının tamamen aktarılması halinde, yapılanma hakkı kısıtlanan taşınmaz, mütemmimi ile birlikte ilgili idare mülkiyetine geçer ve parseller ilgili idare adına tescil edilir ve hiçbir koşulda satışa konu edilemez.
Aktarıma konu parselde malikin korunabilir yapılanma hakkı kalması halinde ise yapılanma hakkı kısmen aktarılır. Bu durumda, malikin yapılanma hakkı kısıtlanmış alandaki mülkiyeti devam eder.
Ancak, aktarıma konu hak, tescilli taşınmaz kültür varlığı üzerinde ise, malikin bu varlığın korunması ve yaşatılması için gerekli bakım, onarım ve restorasyon çalışmasını, ilgili idare ile imzalanacak protokole uygun olarak menkul kıymetleri teslim almasını müteakip başlatarak tamamlaması zorunludur. Aksi halde, ilgili idare teslim edilen menkul kıymet bedelini faiziyle birlikte malikten tahsile yetkilidir. Bu hususlar ve protokol menkul kıymet tesliminden önce ilgili idarece tapuya her türlü harçtan ve damga vergisinden muaf olarak şerh edilir.
Kısıtlanmış hakların bulunduğu belediye sınırları içerisinde, aktarım alanı tespit edilmesinin mümkün olamaması halinde, ilgili idareler ortak program yürütmeye yetkilidir.
Yukarıdaki fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Bakanlıkça hazırlanacak bir yönetmelikle belirlenir.
MADDE 9. - 2863 sayılı Kanunun 18 inci maddesine birinci fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
Tescilli taşınmaz kültür varlıklarının rölöve, restorasyon ve restitüsyon projeleri ve bunların uygulanmasında restoratör mimar veya mimarın bulunması zorunludur. Bunlardan I. grup kapsamında olanların rölöve, restorasyon ve restitüsyon projelerinin uygulama çalışmaları, yapının özelliğine göre kalem işleri, ahşap, demir, taş işleri ve restorasyon konularında uzmanlaşmış kişilerce yapılır.
Sit alanları, korunması gerekli kültür varlıkları ve bunların koruma alanlarında onaylı plân ve proje dışı uygulama yapan veya yapılmasına yol açan sorumlularının, koruma bölge kurulları ile ilgili konularda plân ve proje düzenlemesi ve uygulama sorumluluğu yapması beş yıl süre ile yasaklanır. Uygulama sorumlularının denetimi, ilgili belediye veya valilikçe yapılarak aykırı hareket edenler, Bakanlığa ve ilgili meslek odasına bildirilir.
Proje uygulanması safhasında herhangi bir nedenle uygulama sorumlusunun ayrılması halinde bu husus Bakanlığa bildirilir, yenisi tayin edilmedikçe uygulamaya devam edilemez.
Yapı esasları, denetim ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça hazırlanacak yönetmelikle belirlenir.
MADDE 10. - 2863 sayılı Kanunun 55 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Madde 55. - Koruma Yüksek Kurulu ve koruma bölge kurullarının kurum temsilcisi üyelerinin üyelikleri kurumlarındaki görevleri süresince devam eder.
Koruma bölge kurullarının Bakanlıkça ve Yükseköğretim Kurulunca seçilen üyelerinin görev süresi beş yıldır.
Koruma Yüksek Kurulu ve koruma bölge kurulu üyeleri, görev ve yetki alanlarına giren konularda doğrudan veya dolaylı olarak taraf olamaz ve hiçbir menfaat sağlayamazlar. Aksine davrandığı tespit edilenlerin kurul üyeliği Bakanlıkça sona erdirilir.
Koruma Yüksek Kurulu ve koruma bölge kurulu üyelerine, ayda altı toplantıyı geçmemek üzere her toplantı için Devlet memur aylık katsayısının (3000) gösterge rakamı ile çarpımı sonucunda bulunacak miktarda huzur hakkı ödenir.
Herhangi bir nedenle bir yıl içinde yıllık izin, hastalık ve mazeret izinleri hariç dört veya üst üste iki toplantıya katılmayan koruma bölge kurulu üyelerinin üyelikleri sona erer.
MADDE 11. - 2863 sayılı Kanunun 57 nci maddesinin; (c) bendinde yer alan "bir ay" ibaresi "üç ay" olarak, (d) bendinde yer alan "onamak" ibaresi "karar almak", (g) bendinde yer alan "ilgili" ibaresi "sit alanlarına ilişkin" olarak değiştirilmiş ve (g) bendinden sonra gelen fıkralar aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
Koruma bölge kurullarının başkan ve yardımcıları, üyeler arasından kurulca seçilir. Başkanın yokluğunda kurula, başkan yardımcısı başkanlık eder.
Koruma bölge kurulları, toplantıya katılması gereken üyelerin salt çoğunluğuyla toplanır ve toplantıya katılan üyelerin salt çoğunluğu ile karar alırlar. Ancak karar yeter sayısı Bakanlık ve Yükseköğretim Kurulunca seçilen üye sayısının salt çoğunluğundan az olamaz. Alınan kararlar bu Kanun ve ilke kararlarındaki dayanakları ile bilimsel gerekçeleri belirtilerek yazılır.
Koruma bölge kurullarının teknik ve idari hizmetleri, koruma bölge kurulu müdürlükleri tarafından yürütülür.
Koruma bölge kurulu, belgeleri tam olarak koruma bölge kuruluna ibraz edildiği tarihten itibaren, koruma amaçlı imar plânlarını en geç altı ay, uygulamaya yönelik projeleri ise en geç üç ay içinde karara bağlar.
Taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları, bunların koruma alanları ve sit alanlarında, 3194 sayılı İmar Kanununun 21 inci maddesi kapsamına giren ruhsata tâbi olmayan tadilat ve tamiratlar; özgün biçim ve malzemeye uygun olarak, bünyesinde koruma, uygulama ve denetim büroları kurulmuş idarelerin izin ve denetimi ile yapılır. Bunların dışında her türlü inşaî ve fizikî müdahale koruma bölge kurulunun izni ile yapılır.
Ancak, koruma amaçlı imar plânı onaylanmış sit alanlarında, taşınmaz kültür varlığının bulunduğu parseller dışındaki inşaî ve fizikî müdahaleler, koruma amaçlı imar plânı hükümleri doğrultusunda, bünyesinde koruma, uygulama ve denetim büroları kurulmuş idarelerin izin ve denetimi ile yapılır.
Vakıflar Genel Müdürlüğü idare ve denetiminde olan mazbut vakıfların veya mülhak vakıfların mülkiyetindeki kültür varlıklarının 3194 sayılı İmar Kanununun 21 inci maddesi kapsamına giren ruhsata tâbi olmayan tadilat ve tamiratları, özgün biçim ve malzemeye uygun olarak Vakıflar Genel Müdürlüğünce yaptırılır.
Taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile bunların koruma alanlarında yapılan tadilat ve tamiratlara ilişkin uygulama öncesi ve sonrasına ait rapor ve belgeleri, ilgili idareler ve Vakıflar Genel Müdürlüğünce ilgili koruma bölge kurulu müdürlüklerine gönderilir.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin hususlar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle belirlenir.
MADDE 12. - 2863 sayılı Kanunun 58 inci maddesinin (a) bendinde yer alan "müzecilik" ibaresi "hukuk", "üç" ibaresi "beş", (d) bendinde yer alan "iki" ibaresi "bir", (f) bendinde yer alan "Orman Genel Müdürlüğü" ibaresi "Çevre ve Orman Bakanlığı" olarak değiştirilmiş ve aynı fıkraya aşağıdaki (g) bendi ile maddenin sonuna aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
g) Görüşülecek konunun müze müdürlüğünü ilgilendirmesi halinde ilgili müze müdürü.
İlgili meslek odaları koruma bölge kurulu toplantılarına gözlemci olarak katılabilirler.
MADDE 13. - 2863 sayılı Kanunun mülga 61 inci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
Kararlara uyma zorunluluğu
MADDE 14. - 2863 sayılı Kanunun 65 inci maddesinin (a) ve (c) bentlerinde yer alan "ellibin liradan ikiyüzbin liraya kadar" ibareleri " beşmilyar liradan onmilyar liraya" olarak ve (b) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki (d) bendi eklenmiştir.
b) Sit alanlarında geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartlarına, koruma amaçlı imar plânlarına ve koruma bölge kurullarınca belirlenen koruma alanlarında öngörülen şartlara aykırı izinsiz inşaî ve fizikî müdahale yapanlar veya yaptıranlar, iki yıldan beş yıla kadar ağır hapis ve beşmilyar liradan onmilyar liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılırlar.
d) Bünyesinde koruma, uygulama ve denetim büroları kurulmuş idarelerden bu Kanunun 57 nci maddesinin altıncı ve yedinci fıkraları uyarınca izin almaksızın veya izne aykırı olarak tamirat ve tadilat yapanlar ile izinsiz inşaî ve fizikî müdahale yapanlar veya yaptıranlar bir yıldan üç yıla kadar ağır hapis ve üçmilyar liradan altımilyar liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılırlar.
MADDE 15. - 2863 sayılı Kanunun 75 inci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
Türk Ceza Kanununun ikinci kitap, onuncu babının yedinci faslında yazılı suçların konusu, bu Kanun kapsamına giren taşınır kültür varlıkları ise, muayyen olan ceza üçte birinden az olmamak üzere iki katına kadar artırılarak hükmolunur.
MADDE 16. - 2863 sayılı Kanunun geçici 3 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Geçici Madde 3. - Kültür ve tabiat varlıklarını koruma kurulları, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte kültür ve tabiat varlıklarını koruma bölge kurullarına, kültür ve tabiat varlıklarını koruma kurulu büro müdürlükleri, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte kültür ve tabiat varlıklarını koruma bölge kurulu müdürlüklerine dönüşür.
Kanunda belirtilen yönetmelikler, Kanunun yayımı tarihinden itibaren bir yıl içinde çıkarılır. Bu düzenlemeler yapılıncaya kadar mevcut yönetmeliklerin bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanır.
MADDE 17. - 2863 sayılı Kanunun birinci ek maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve kanuna aşağıdaki ek maddeler eklenmiştir.
Ek Madde 1. - Bu Kanunda yer alan “Koruma Kurulu” ibareleri “koruma bölge kurulu” olarak değiştirilmiştir.
Alan yönetimi, müze yönetimi ve anıt eser kurulu
EK MADDE 2. - Yönetim alanlarında alan yönetimi, ulusal nitelikli müzelerde ise müze yönetimi, anıt eserlerde anıt eser kurulu kurulur.
a) Yönetim alanları ile bunların bağlantı noktalarının korunması, değerlendirilmesi ve geliştirilmesi amacıyla kentsel sitlerde birden fazla belediyeyi ilgilendirmesi halinde büyükşehir belediyesi eşgüdümünde ilgili belediyeler, tek bir belediyenin görevi alanına girmesi halinde ilgili belediye, diğer yerlerde ise Bakanlıkça yönetim plânı taslağı hazırlanır veya hazırlattırılır.
Hazırlanan taslağın karara bağlanması ve uygulanması konusunda önerilerde bulunmak amacıyla, alanda mülkiyet hakkı bulunanlar, meslek odaları ve sivil toplum örgütleri ile üniversitelerin ilgili bölüm temsilcilerinden oluşan bir danışma kurulu kurulur.
Eşgüdümün sağlanması amacıyla, kentsel sitlerde ilgili belediye diğer yerlerde Bakanlıkça bir alan başkanı belirlenir. Bakanlıkça belirlenen alan başkanlığı görevini fiilen yürütenlere, Devlet memurları aylık katsayısının (20000) gösterge rakamı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarı aşmamak kaydıyla Bakan tarafından belirlenecek miktarda, damga vergisi hariç herhangi bir vergiye tâbi tutulmaksızın çalışmayı takip eden her ay başında Kültür Bakanlığı Döner Sermaye İşletmesi Merkez Müdürlüğü bütçesinden ödeme yapılır.
Yönetim plân taslağı kapsamında hizmetine ihtiyaç duyulan idarelerin birer temsilcisi ve danışma kurulunca seçilecek iki üyenin katılımıyla eşgüdüm ve denetleme kurulu kurulur. Alan başkanı, kurulun da başkanıdır. Kurul, bu taslağı inceleyip mutabakata varmak suretiyle yönetim plânını altı ay içerisinde onaylamaya ve bu plânın uygulanmasını denetlemeye yetkilidir.
Kurulun denetim görevini yerine getirebilmesi amacıyla ilgili kurum uzman personelinden ve denetim elemanlarından oluşan bir denetim birimi kurulabilir. Bu birim, ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile üçüncü kişilerden yönetim plânı ve uygulaması ile ilgili her türlü bilgi ve belgeyi istemeye yetkilidir.
Kamu kurum ve kuruluşları, belediyeler ile gerçek ve tüzel kişiler, eşgüdüm ve denetleme kurulunca onaylanan yönetim plânına uymak, ilgili idareler, plân kapsamındaki hizmetlere öncelik vermek ve bu amaçla bütçelerine gerekli ödenekleri ayırmak zorundadır.
b) Bakanlıkça belirlenen ulusal nitelikli müzelerde, müze başkanı ve ona bağlı müze müdürü ile işletme müdürü ve müze kurulundan oluşan müze yönetimi kurulur.
Müzelerde; kayıt, tescil, envanter, depolama, eserlerin her türlü bakım ve onarımı, sergilenmesi ve korunması, kültürel, eğitim ve bilimsel faaliyetler müze müdürü tarafından; tanıtım, satış üniteleri yönetimi, etkinlik organizasyonu, ziyaretçi yönetimi, çevre düzenlemesi, bakım-onarım, temizlik işleri işletme müdürü tarafından yürütülür.
Müze başkanı, kendisine bağlı müdürlüklerin faaliyetlerinin eşgüdüm ve denetimi ile müzenin ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşlar nezdinde temsiline yetkilidir.
Müze başkanlığı görevini yürütmek üzere; arkeoloji, sanat tarihi, antropoloji, etnoloji, iktisat, işletme, kamu yönetimi gibi dallarda eğitim görmüş kimseler arasından Bakanlıkça bir müze başkanı atanır.
Tüm müzelerde o müzeye münhasıran ayrıca müze kurulu oluşturulur. Müze kurulu müzenin bulunduğu yerdeki üniversitelerin ilgili bölümlerinden öğretim üyeleri, meslek odaları, sivil toplum örgütü temsilcileri ve yerel yönetimlerin temsilcileri ile müzeye bağışta bulunanlardan Bakanlıkça uygun görülen kişilerden oluşur. Müze kurulu, bünyesinden bir başkan seçer.
Müze kurulunun görüşleri doğrultusunda müze için mekansal ve fiziksel gelişim, tematik gelişim ve vizyon, eser, koleksiyon korunması ve geliştirilmesi, tanıtım ve teşhir gibi konuları kapsayan yıllık ve beş yıllık koruma ve geliştirme projesi hazırlanır. Koruma ve geliştirme projesi kapsamında uygulamaları denetlemek, müzenin tanıtımını yapmak, müzeye bağış toplamak, onursal müze dostu ödülü vermek müze kurulunun yetkisindedir. Müze kurulu müzenin işleyişine dair her yıl düzenli olarak rapor hazırlar. Bakanlık bu raporları değerlendirmeye almak zorundadır.
c) Taşınmaz kültür varlığı niteliğindeki anıt eserler için ise, o esere münhasır anıt eser kurulu oluşturulur. Kurul; eserin bulunduğu yerdeki üniversitelerin ilgili bölümlerinden öğretim üyeleri, meslek odaları, sivil toplum örgütü temsilcileri ve yerel yönetimlerin temsilcileri ile eserin korunması ve geliştirilmesi için bağışta bulunanlardan Bakanlıkça uygun görülen kimseler ile bu eserler için tasarruf yetkisine sahip idarenin temsilcisinden oluşur. İlgili idarenin temsilcisi bu kurulun başkanıdır.
Kurul, eser için mekansal ve fiziksel gelişim, tematik gelişim ve vizyon, eserin korunması ve geliştirilmesi, tanıtım ve teşhir gibi konuları kapsayan yıllık ve beş yıllık koruma ve geliştirme projesi hazırlar. Koruma ve geliştirme projesi kapsamındaki uygulamalar, anıt eserin tanıtımını yapmak, anıt eser için bağış toplamak, onursal ödüller vermek anıt eser kurulunun yetkisindedir. Kurul; eserin korunması, yaşatılması ve geliştirilmesine ilişkin her yıl düzenli olarak rapor hazırlar. İlgili idareler bu raporları değerlendirmeye almak zorundadır.
Bu maddenin uygulanması ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça hazırlanacak bir yönetmelikle düzenlenir.
EK MADDE 3. - 383 sayılı Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı Kurulmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname, 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu, 4915 sayılı Kara Avcılığı Kanunu, 4533 sayılı Gelibolu Yarımadası Tarihi Millî Parkı Kanunu ile belirlenen alanlarda ek-2 maddenin (a) fıkrası hükümleri uygulanmaz.
MADDE 18. - 8.6.1959 tarihli ve 7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki (m) bendi eklenmiştir.
m) 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamındaki tescilli taşınmaz kültür varlıklarının veraset ve intikal yoluyla devir ve iktisabına ilişkin işlemler.
MADDE 19. - 25.10.1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 17 nci maddesinin (2) numaralı fıkrasına aşağıdaki (d) bendi eklenmiştir.
d) 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamındaki tescilli taşınmaz kültür varlıklarının rölöve, restorasyon ve restitüsyon projelerine münhasır olmak üzere, bu projelendirmelerden yararlananlara verilen mimarlık hizmetleri ile projelerin uygulanması kapsamında yapılacak teslimler.
İstisna kapsamına girecek mal ve hizmetler ile bunların asgarî standartları ve bu bendin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığınca çıkarılacak bir yönetmelikle belirlenir.
MADDE 20. - 2.7.1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununun 59 uncu maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki (m) bendi eklenmiştir.
m) 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamındaki tescilli taşınmaz kültür varlıklarının devir ve iktisabına ilişkin işlemler.
MADDE 21. - 4.1.2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 3 üncü maddesine aşağıdaki (i) bendi eklenmiştir.
i) 21.7.1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamındaki kültür varlıklarının rölöve, restorasyon, restitüsyon projeleri, sokak sağlıklaştırma, çevre düzenleme projeleri ve bunların uygulamaları ile değerlendirme, muhafaza, nakil işleri ve kazı çalışmalarına ilişkin mal ve hizmet alımları,
MADDE 22. - 4734 sayılı Kanunun "Tanımlar" başlıklı 4 üncü maddesinde yer alan "Rölöve projesi", "Restorasyon projesi" ve "Restitüsyon projesi" tanımları madde metninden çıkartılmıştır.
MADDE 23. - 4734 sayılı Kanunun 62 nci maddesinin (c) bendindeki "Kültür varlıklarının rölöve, restorasyon ve restitüsyon projelerine göre yapılacak onarım işleri, her bir kalem iş için birim fiyat teklif almak suretiyle ihale edilebilir." cümlesi madde metninden çıkartılmıştır.
MADDE 24. - 4734 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesine son fıkra olarak aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
Bu Kanunun 3 üncü maddesinin (i) bendine ilişkin esas ve usuller Maliye Bakanlığı, Kamu İhale Kurumu ve Bakanlık tarafından çıkarılacak bir yönetmelikle belirlenir."
MADDE 25. - Ekli listede yer alan kadrolar ihdas edilerek 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) sayılı cetvelin Kültür ve Turizm Bakanlığına ilişkin bölümüne eklenmiştir.
MADDE 26. - 14.7.1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun eki (II) sayılı Ek Gösterge Cetvelinin "4. Başbakanlık ve Bakanlıklarda" bölümüne, "Emlak Müdürü (Maliye Bakanlığı)" ibaresinden sonra gelmek üzere "Müze Başkanı (Kültür ve Turizm Bakanlığı)" ibareleri eklenmiştir.
MADDE 27. - 2863 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları yürürlükten kaldırılmış ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
Bu Kanun kapsamında tescil edilen taşınmaz kültür varlıkları için 29.6.2001 tarihli ve 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun hükümleri uygulanmaz.
MADDE 28. - Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 29. - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür
definecilik yönetmeliği
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞINDAN
27 Ocak 1984 Tarihli 18294 Sayılı RESMİ GAZETE AMAÇ :
Madde 1 - Bu Yönetmeliğin amacı; 2863 sayılı Kültür ve belirtilen yerler dışında DEFİNE aramalarında. uyulacak esasları belirlemektedir.
KAPSAM ;
Madde 2 - Bu yönetmelik, define arama ruhsatının verilmesine, Tabiat Varlıklarının Koruma Kanunu'nda define arayıcıdan istenecek belgelere, aramanın nasıl yapılacağına ve çıkan defineden arayıcıya tanınacak haklara ilişkin hükümleri kapsar.
DAYANAK :
Madde 3 - Bu yönetmelik 2863 sayılı Kanun'un 6 ve 50 inci maddeleriyle; Medeni Kanun'un 698 ve 697 inci maddeleri uyarınca hazırlanmıştır.
KISALTMALAR :
Madde 4 - Bu yönetmelikte geçen :
"Bakanlık"; Kültür ve Turizm Bakanlığını, "Müze"; Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğüne bağlı müzeleri, ifade eder.
MÜRACAAT :
Madde 5 - Define aramak isteyenler, define arayacakları yerin bağlı olduğu mülki amire bir dilekçe ile müracaat ederler. .
Madde 6 - Dilekçede arama maksadı. açıkça belirtilir ve define aranacak yerin il, ilçe, bucak, köy, mahalle, sokak ve ev numarası bildirilir. Ayrıca, bu yerin ekili, dikili, meskun, gayri meskun, tapulu ve tapusuz olup olmadığı ve kime ait bulunduğu açıklanır.
Madde 7 - Müracaat Dilekçesine :
A) Define Aranacak Sahanın. Yetkili ,teknik elemana çizdirilmiş, İl Bayındırlık Müdürlüğünce tasdikli, 1/500 ölçekli tesviye münhanili haritası veya krokisi, b) Krokisi çıkarılamayacak ev ve bunun gibi yerler için ise ada, parsel ve çap numarasını belirten vaziyet planı, c) Uzaktan ve yakından olmak üzere çeşitli yönlerden çekilmiş net fotoğrafları,
d) Define aranacak yer sahipli ise; gerçek kişilerden noterden tasdikli muvafakatname, tüzel kişilerden de yetkili organlarından alınacak muvafakat yazısı, eklenir.
Madde 8 - Define aranacak yer 100 m2 yi geçemez. Bu yer verilecek fotoğraflarla harita veya krokiler üzerinde işaretlenir.
Madde 9 - Mülki amir, define aranacak yerin 2863 sayılı Kanun'un 8 inci maddesinde belirtilen yerler ile tespit ve tescil edilen sit alanları ve mezarlıklar içinde olup olmadığını, define aranmasında sakınca bulunup bulunmadığını en yakın müze müdürlüğüne tespit ettirir.
Madde 10 - Müze Müdürlüğünce, müracaat uygun bulunduğu takdirde define arama ruhsatı verilir. Ruhsatname bir yıl sürelidir. Define araması aralıksız en çok bir ay devam eder. Hava muhalefeti veya tabii afetlerden dolayı bu süre içinde bitirilemezse bir defaya mahsus olmak üzere mülki amirce en çok bir ay daha uzatılabilir.
Madde 11 - Define araması, define aranacak yere en yakın müzeden görevlendirilecek ihtisas elemanı başkanlığında, Maliye ve Gümrük ve İçişleri Bakanlıklarının mahalli birer temsilcisi gözetiminde yapılır.
DİĞER HÜKÜMLER :
Madde 12 - Define aranacak yeri incelemeye gidecek müze ihtisas elemanı ile, aramada bulunacak ihtisas elemanı, Maliye ve Gümrük ve İçişleri Bakanlıkları temsilcilerinin yol masrafı ve birinci derece devlet memuru harcırahı üzerinden yevmiyeleri define arayıcısı tarafından ödenir. Bu yevmiyeler günlük zorunlu giderleri karşılamadığı takdirde, aradaki fark yevmiyelerin % 50'sini geçmemek şartıyla define arayıcısı tarafından ayrıca. ödenir.
Madde 13 -. Define aramasından doğacak zarar ziyan ve kazı yapılan yerin eski haline getirilmesi ile ilgili masraflar define arayıcısına aittir. Bu masrafların tahmini tutarı ilgili müze müdürlüğünce tespit edilir.
Madde 14 - Define arama yerini incelemeye gidecek Müze ihtisas elemanının harcırahı önceden, 12. ve 13. maddelerde yazılı diğer harcamalar ise, arama başlamadan önce arayıcı tarafından bir devlet bankasına müze müdürlüğü adına yatırılır.
Müze Müdürü aramadan önce görevlilere avans öder.
Hizmetin yerine getirilmesinden sonra görevlileri verecekleri hak ediş belgelerine göre kesin hesap yapılır. Artan para arayıcıya iade edilir.
Madde 15 - Çalışmalar, görevliler ile arayıcının imzasını taşıyan tutanaklarla günü gününe tespit edilir. Bu tutanaklar ve arama sonunda tanzim edilecek nihai tutanak Bakanlığa gönderilir.
Madde 16 - Define aramasının mevzuat hükümlerine göre ilgililerce durdurulması halinde arayıcı hiçbir hak, zarar ve ziyan talebinde bulunamaz.
Define aramalarında kültür ve tabiat varlığı bulunduğu takdirde arama derhal durdurulur ve durum Bakanlığa bildirilir.
Arayıcı bulunan kültür ve tabiat varlıkları üzerinde hiç bir hak iddia edemez.
Madde 17 - Define aramasında çıkan buluntular Bakanlıkça tayin edilecek en az üç kişilik bir uzman heyetine incelettirilir. Elde edilecek buluntular kültür ve tabiat varlığı ise müzelere, define ise Maliye ve Gümrük Bakanlığına teslim edilir.
Madde l8 - Bulunan definenin Maliye ve Gümrük Bakanlığınca geçer akçe olarak değeri tespit edilir. define Hazineye ait arazide bulunmuşsa % 50'si arayıcıya, özel veya tüzel kişilere ait arazide bulunmuşsa % 40'ı arayıcıya, % 10'u ise mülk sahibine verilir.
KALDIRILAN HÜKÜMLER :
Madde 19 - 14 Eylül l973 gün ve 14655 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan "Define Araştırılması ile ilgili Yönetmelik" yürürlükten kaldırılmıştır.
YÜRÜRLÜK :
Madde 20 - Bu Yönetmelik Resmi Gazete'de yayımlandığı tarihte yürürlüğe girer.
YÜRÜTME :
Madde 21- Bu Yönetmeliği Kültür ve Turizm Bakanı ve Maliye ve Gümrük Bakanı yürütür.
- sonerium
- Site Yetkilisi
- Mesajlar: 2100
- Kayıt: 21:14 04-Mart-2008
- Konum: Işık Ülkesi
- İletişim:
Re: Bir Definecilik Sitesinin Forumundan...
Onu diyorum ya ben de. Devlet elinde bi dedektörle kapısına dayanıp izin istendiğinde x yerdeki x miktardaki alanın işletmesini(!) yazılı olarak verecek ve güya şahıs ordan asla eser kaçırmayacak. Kazma ve yağmalama tekniklerinden bahsetmiyorum bile. Zaten definecilikle ilgili bir site bile varsa konuyu tartışmanın bi anlamı da yok ya aslında"Dedektör satışı yasal; ama kullanımı yasa dışı" kabul ediliyor. Buna ne buyurulur. Birileri bilerek zarara göz yummuyor mu?
"Kimi zaman başarılı kimi zaman başarısız olan kısmen kahraman"
Twitter'da Arkeo-TR | Facebook'ta Arkeo-TR | Instagram'da Arkeo-TR
Twitter'da Arkeo-TR | Facebook'ta Arkeo-TR | Instagram'da Arkeo-TR
- göbeklitepe
- Arkeo-TR Üyesi
- Mesajlar: 19
- Kayıt: 03:50 05-Aralık-2008
- Konum: İzmir
Re: Bir Definecilik Sitesinin Forumundan...
Defineciliğin yönetmeliklerde tespitle kanuni sayıldığının bilmediğimimi düşünüyorsunuz. Bu yasa bu ülkenin yüzkaralarından birisidir, ben arkeolojiyle ilgilendiğim dönem boyunca bunu savundum. Bu yüzkarası yasaları çıkaranlar tarihin ve insanlığın kültürel mirasının yağmalanmasına çanak tutmuşlardır ne yazık ki.
Definecilik yasasının değiştirilmesi gerekli bu suç sayılmalı. Dünyada başka hangi ülke kanunen kendi kültürel, tarihisel mirasını yağmatıyor merak ediyorum...
Definecilik yasasının değiştirilmesi gerekli bu suç sayılmalı. Dünyada başka hangi ülke kanunen kendi kültürel, tarihisel mirasını yağmatıyor merak ediyorum...
Nevali Cori
- sonerium
- Site Yetkilisi
- Mesajlar: 2100
- Kayıt: 21:14 04-Mart-2008
- Konum: Işık Ülkesi
- İletişim:
Re: Bir Definecilik Sitesinin Forumundan...
Onca işsiz arkeoloğu, tarihçisi ve bilumum bilim adamı varken ve çok kez kaçınmadığımız fedakarlıkları bile yapmaya hazırken kendimizi yağmalatıyoruz açık ve seçik bi şekilde. Bu kadar basit.
"Kimi zaman başarılı kimi zaman başarısız olan kısmen kahraman"
Twitter'da Arkeo-TR | Facebook'ta Arkeo-TR | Instagram'da Arkeo-TR
Twitter'da Arkeo-TR | Facebook'ta Arkeo-TR | Instagram'da Arkeo-TR
- lucienne
- Arkeo-TR Üyesi
- Mesajlar: 302
- Kayıt: 21:44 13-Mart-2008
- Konum: FRance
- İletişim:
Re: Bir Definecilik Sitesinin Forumundan...
Bir de şu olay benim çok sinirimi bozuyor:
-Ne okuyorsun?
-Arkeoloji.
-A ne güzel. Ya sen kesin birçok gömü, altın bulursun ilerde.
-Bizim iş gömü bulmak değil biz geçmis insanlarla ilgili araştirma yapıyoruz. Altın bulmak için kazıya gitmiyoruz.
-Olurmu öyle, hem gel sen bize yardım et. Bir arkadas ... dağında gömü var diyor. Sen bize fiyat falan verirsin.
Bu tür konusmalar bir çok arkeoloğun karşılaştığı diologlar. Şu fiyat verme konusunu olmasa da Avrupa'da da benle birçok kişi bu şekilde konuştu. Yani hazinecilik bir dünya sorunu ve gerçekten çok acı.
-Ne okuyorsun?
-Arkeoloji.
-A ne güzel. Ya sen kesin birçok gömü, altın bulursun ilerde.
-Bizim iş gömü bulmak değil biz geçmis insanlarla ilgili araştirma yapıyoruz. Altın bulmak için kazıya gitmiyoruz.
-Olurmu öyle, hem gel sen bize yardım et. Bir arkadas ... dağında gömü var diyor. Sen bize fiyat falan verirsin.
Bu tür konusmalar bir çok arkeoloğun karşılaştığı diologlar. Şu fiyat verme konusunu olmasa da Avrupa'da da benle birçok kişi bu şekilde konuştu. Yani hazinecilik bir dünya sorunu ve gerçekten çok acı.
-
- Arkeo-TR Üyesi
- Mesajlar: 3575
- Kayıt: 03:12 26-Ekim-2008
Re: Bir Definecilik Sitesinin Forumundan...
Deli bunlar, ağız birliği etmişler galiba, hepsi aynı şeyi söylüyor.lucienne yazdı: -Ne okuyorsun?
-Arkeoloji.
-A ne güzel. Ya sen kesin birçok gömü, altın bulursun ilerde.
-Bizim iş gömü bulmak değil biz geçmis insanlarla ilgili araştirma yapıyoruz. Altın bulmak için kazıya gitmiyoruz.
-Olurmu öyle, hem gel sen bize yardım et. Bir arkadaş ... dağında gömü var diyor. Sen bize fiyat falan verirsin.
- sonerium
- Site Yetkilisi
- Mesajlar: 2100
- Kayıt: 21:14 04-Mart-2008
- Konum: Işık Ülkesi
- İletişim:
Re: Bir Definecilik Sitesinin Forumundan...
Bu tür diyaloglar sadece bizim kolay paracı ve fırsatçı beyinlerimizin ürünü sanırdım. Buralarda arkeolog olduğunu söylemeyi bi yana bırak, daha ilk össyi kazanıp da arkeoloji hakkında çok fikrim olmadığı zamanlarda "git, oku gel de yolumuzu bulalım" diyorlardı. Definecilik kanda dolaşıyo herhaldelucienne yazdı:Bir de şu olay benim çok sinirimi bozuyor:
-Ne okuyorsun?
-Arkeoloji.
-A ne güzel. Ya sen kesin birçok gömü, altın bulursun ilerde.
-Bizim iş gömü bulmak değil biz geçmis insanlarla ilgili araştirma yapıyoruz. Altın bulmak için kazıya gitmiyoruz.
-Olurmu öyle, hem gel sen bize yardım et. Bir arkadas ... dağında gömü var diyor. Sen bize fiyat falan verirsin.
Bu tür konusmalar bir çok arkeoloğun karşılaştığı diologlar. Şu fiyat verme konusunu olmasa da Avrupa'da da benle birçok kişi bu şekilde konuştu. Yani hazinecilik bir dünya sorunu ve gerçekten çok acı.
"Kimi zaman başarılı kimi zaman başarısız olan kısmen kahraman"
Twitter'da Arkeo-TR | Facebook'ta Arkeo-TR | Instagram'da Arkeo-TR
Twitter'da Arkeo-TR | Facebook'ta Arkeo-TR | Instagram'da Arkeo-TR