Kumamoto Üniversitesi mimarlık araştırmacıları tarafından yapılan bir araştırmada, Yunan Klasik döneminde Antik Yunan Kenti Tiyatrosunda ahşap bir sahnenin var olma ihtimali yüksek olarak ortaya çıkmıştır.
Antik Yunan’ın rustik, açık tiyatrolarından Roma döneminin muhteşem tiyatrolarına geçiş evrimi, halkın tiyatroya olan tutkusunu açıkça gösterir.
Modern tiyatro mimarisinin atası eski Yunan ve Roma tiyatrosudur. Basit ve açık klasik Yunan tiyatrosu (M.Ö. 323 – 31), dairesel bir orkestra, sahne ve kase şeklinde oturma alanından oluşuyordu. Roma döneminde (M.Ö. 31), sahne daha da büyüdü ve sonunda mermer sütun direkleri ile süslendi. Bu sütun sonunda görkemli, kapalı tiyatrolara entegre seyirci oturma alanı ile dönüştü. Bu tiyatro yapımının gelişmesinin, Helenistik dönemin sonunda tiyatro sahnesinde bir değişme olduğu düşünülüyordu, ancak ayrıntılar henüz bilinmiyor.
2007’de kazılan ardından, Messene’deki tiyatronun sahne yanında, arazi çalışması yürüten Kumamoto Üniversitesi Batı Mimarlık Tarihi Bölümü’nden bir grup tarafından büyük bir depo odası ve üç taş sırası keşfedilmiştir. İki benzeri vakanın Yunanistan’a yakın bir yerde, biri Megalopolis’de, diğeri Sparta’da var olduğu biliniyor. Bununla birlikte, araştırmacılar, bu kalıntılarda bulunan depo odaları ve taş sıralarının spesifik işlevleri hakkında farklı görüşlere sahiptiler.
Kumamoto Üniversitesi araştırmacılarından Ryuichi Yoshitake, yapıları dikkatle incelemiş ve üç alanı karşılaştırmış ve taş sıra ve depo odalarının uygun işlevlerini göz önüne almıştır. Megalopolis Tiyatrosu’nda üç taş sıranın ahşap arka plan resim panelleri kurmak için kullanılmış olacağını ve sahne saklama odasının bu tür panellerin gizlenme yeri olabileceğini belirledi. Ayrıca, Sparta ve Messene’deki tiyatrolardaki taş sıralar benzer boyutlara sahiptir. İki tiyatronun birbirini tamamlayıcı nitelikte olduğu düşünülürse, bu iki tiyatroda standart boyutta tekerlek izi sağlayacak ilave bir taş sıranın bulunması ihtimali ortaya çıkıyor.
Bu taş sıraların amacı neydi? Helenistik tiyatroda “proskenion” adlı tek katlı bir bina sahneye yerleştirildi. Proskenion sahne arka planı olarak kullanıldı ve burda aktörlerin balkonlardan da konuşabildikleri düşünülüyor. Arkasında, iki soyunma odası ve bir başka sahne arka planı olarak kullanılan iki katlı bir “skene” vardı. Proskenion ve skene sabit taş bir yapıydı. Eğer tekerlekli olsaydı, üç taş sıra boyunca muazzam bir yapı taşırlardı.
Araştırma projesine öncülük eden Ryuichi Yoshitake, “Sahne ekipmanını proskenion ve skene yapısına kadar taşımak için büyük bir güce ihtiyaç duyulması gerekir. Proskenionun ve skene ait olanların her biri kendi aralarında hareket ettirecek iki sıra taşı bulunduğunun daha mantıklı olduğunu düşünüyorum. Bu sonuca, üç taş sıranın konumları ve üç ahşap tekerleği bulunan tek bir dingil kullanarak ağır proskenion ve skenin birlikte hareket ettirilmesinin oldukça zor olacağı gerçeği nedeniyle geldim.”
Eski edebiyat, hem Yunan hem Roma tiyatrolarında dönen sahne aygıtlarının bulunduğunu açıkça ortaya koyuyor. Messene Tiyatrosu’nda yeni keşfedilen taş sıraları ve depolama odaları taşınabilir ahşap aşamaların Helenistik dönemin tiyatrolarında var olduğu olasılığını gösteren önemli kalıntılarıdır. Gelecekteki araştırmaların, Messene’deki gibi tekerlekli bir ahşap sahnenin görünümünü ve sonraki sahne binasında sahip olduğu etkiyi açıklığa kavuşturması bekleniyor.
Klasik Yunan Tiyatrosu
Yunan tiyatrosunda, orkestra dairesinin içine köşeleri daire çevresi üzerinde bulunan ve bu köşeler arasındaki yayların eşit uzunlukta olduğu üç kare çizilir. Skene’nın en yakınında olan ve dairenin kavisini kesen kare kenarı bu çizgi ile proscenion’un A, B sınırlarını belirler. Bu çizgiye paralel olarak çizilen ve dairenin dış çevresine
teğet olarak geçen (CD) doğrusu skene’nin ön sınırıdır.
Orkestra dairesinin merkezinden geçen ve AB doğrusuna paralel bir doğrunun daireyi kestiği E ve F noktalarından sıra ile birisi merkez diğeri yay başlangıç noktası alınarak proscaeniumun ön doğrultusuna yaylar çizilir. Bu yayların AB doğrusunu kestiği H ve G noktaları bulunur. Bu üç merkezli plan sonucunda Yunan tiyatrosunda daha geniş bir orkestra ve geriye çekilmiş bir skenenin yanı sıra, derinliği daha az olan sahne vardır. Seyircileri oturma
yerlerine götürecek merdivenlerin başlangıç noktaları, daire çevresi üzerindeki cavea tarafındaki sekiz adet kare köşeleridir.
Diozomanın üst tarafında aşağıdan gelen bu merdivenler yukarıya doğru aynen devam ederken, bunların tam ortasına gelecek şekilde ilave merdivenler yerleştirilir.
Roma Tiyatrosu
Yapılacak tiyatronun yeri, hava şartlarına uygun, alanı güneye bakmayacak şekilde ve akustik şartlara elverişli, bir yer olarak özenle seçildikten sonra, aşağıdaki şekilde tiyatronun mimari planı hazırlanır. Yapılacak tiyatronun önce orkestra bölümünün M merkezi seçilerek orkestranın sınırlarını belirleyecek MD=r yarıçaplı daire çizilir. Bu dairenin içine birbirlerinden eşit uzaklıkta olan ve yıldız bilimcilerin, yıldızların müziksel uyumundan hesaplar yaptıkları burçlar kuşağının on iki burcunu gösteren şekilde olduğu gibi, köşeleri dairenin üzerinde olan ve bu daire üzerinde on iki eşit yay parçası oluşturacak şekilde dört adet eşkenar üçgen çizilir. Bu üçgenlerden herhangi birinin bir AB kenarı sahne binasının (skene) ön duvarı olarak kabul edilir. Seçilen bu kenar, dairenin merkezinden
geçen ve sahne platformunu orkestradan ayıran CD doğrusuna paraleldir. Dairenin merkezinden geçen bu CD doğrusunun daireyi kestiği iki nokta ile üçgenlerin kavea tarafında kalan beş köşe noktası (E, F, G, H ve İ ) seyircileri oturma yerlerine götürecek merdivenlerin başlangıç noktaları olarak alınır. Dairenin en alttaki noktası (K) kraliyet giriş kapısının açılacağı yerdir. L ve N noktaları konuk bölümlerinin kapı konumlarını verirken, en dıştaki A ve B noktaları ise, kanatlardaki geçitleri gösterir.
Sahne bölümünün (proskenion) uzunluğu, başlangıçta seçilen daire çapı CD’nin iki katıdır. Sahne platformunun yerden yüksekliği, orkestra çapı CD’nin on iki de biri kadardır.
Bu konsepten dairenin yarıçapı-r ile orantılı olarak aşağıdaki bağıntılar çıkar:
1. Sahnenin (proskenion) eni ½r’dir.
2. Sahnenin uzunluğu 4r’dir
3. Sahnenin orta noktası M’nin, tam karşısındaki daire üzerindeki orkestra noktası H ya uzaklığı
r’dir.
4. Sahnenin eni ile boyu arasındaki oran 1/8’dir.
İzleyicilerin oturma yerlerinin basamaklarının yüksekliği, bir ayak ve bir avuçtan az, bir ayak ve
altıparmaktan fazla olmamalıdır. Derinlikleri de, iki buçuk ayaktan fazla, iki ayaktan az olmayacak
şekilde seçilmelidir.
Kaynakça
Antik Çağda Tiyatro, Nurettin Korkmaz