Bursa’da 8 bin 500 yıllık tarihe sahip olduğu belirtilen Akçalar mevkisindeki Aktopraklık höyüğünde yapılan kazılarda elleri arkadan bağlanmış şekilde 2 yetişkin ile yaşları 3-5 arasında olduğu tahmin edilen 3 çocuğun iskeletine ulaşıldı. Çocuklardan birinin “Domuz bağı” ile bağlandığı belirlenirken, 2 çocuğun iskeletinin yetişkinlerin bacaklarının arasında bulunduğu bildirildi.
Kazı ekibinin başkanlığını yapan, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Prehistorya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necmi Karul, AA muhabirine, Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından desteklenen ve yaklaşık 7 yıl önce başlayan kazıların titizlikle yürütüldüğünü söyledi.
Akçalar mevkisindeki Aktopraklık höyüğünde her yıl ortalama 2,5 ay süren arkeolojik kazıların bu yılki bölümünün tamamlandığını vurgulayan Karul, bölgede 8 bin 500 yıllık bir tarihin yattığını anlattı.
Neolitik ve kalkolitik dönemlere ait izlerin bulunduğu kazılarda çok önemli bilgilere ulaştıklarını ifade eden Karul, şöyle devam etti: “Burada, sadece bizlerin veya Bursa’nın geçmişini aydınlatmasından öte, tüm insanlığa sunulacak bilgiler var. Önceki yıllarda bölgede hendekle çevrilmiş yerleşim alanları bulmuştuk, bu yıl ise bu alanın içinde, bölgenin yöneticilerine ait olduğunu tahmin ettiğimiz çeşitli özel yapılar bulduk. Bölgede en eski yerleşim 8 bin 500 yıl öncesinin. O tarihin öncesinde başlayan ve bin yıl kesintisiz devam eden bir yaşam var. Sonra belirli aralıklarla yaşam kesiliyor ve tekrar başlıyor. Kırılmalar yaşanıyor, kesintiler oluyor, göçler alıyor ancak aralıklarla da olsa binlerce yıl devam eden bir yaşam var.”
ELLERİ ARKADAN BAĞLI 5 KİŞİYE AİT İSKELET
Doç. Dr. Karul, sezonun en ilginç bulgusunun ise yerleşim merkezinin ortasında, büyük olasılıkla kurban edilmiş, elleri arkadan bağlı 2 yetişkin ve 3 çocuğun iskeleti olduğunu söyledi. İskeletlerin, ellerin arkadan bağlı halde bulunduğunu dile getiren Karul, şunları söyledi: “Bir kadın ve bir erkek ile bunların bacaklarının arasında yaşları 3-5 arasında olduğunu tahmin ettiğimiz 2 çocuğun iskeleti… Bunlardan bağımsız, ancak hemen yanlarında bir çocuğun iskeleti daha. Çocuklardan birisi ’domuz bağı’ ile bağlanmış. Makro gözlemlerimize göre iskeletler bir aileye ait. Bunların ellerinin bağlanması, öldürüldüklerini ya da kurban edildiklerini gösteriyor.
Tarih öncesi çok önemli bir bulguya ulaşmış olduk. Kaç yıllık olduğu, aileye ait olup olmadığı gibi birçok bilgiye uzun sürecek analizlerin ardından ulaşabileceğiz.”
“YARGI MI HESAPLAŞMA MI?”
Elleri bağlanarak öldürülmeleri, bir yargı sistemine ya da hesaplaşmaya mı bağlı?” yönündeki soru üzerine Karul, “Yargılama sistemi olup olmadığın sadece Aktopraklık’taki verilerle ulaşamayız. Başka yerleşmelerden, benzeri tarihlere ait verilerle yorum yapabiliriz. Net bir şey söylemek çok zor ancak bir cezalandırmadan söz edilebilir” dedi.
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe ise kent merkezinin yaklaşık 3 bin 500 yıllık bir tarihi olduğunu bildiklerini belirterek, şunları söyledi: “Burada sürdürülen çalışmalar sayesinde öğrendik ki, Bursa aslında 8 bin 500 yıllık tarihi birikimi olan bir kent. Üstelik, modern yaşama geçiş konusundaki öncü kimliği sadece bizim bildiğimiz dönemlerle sınırlı değil, bundan birlerce yıl önce de Bursa ilk yerleşim merkezlerinin kurulduğu, ilk medeniyetlerin oluştuğu bir yer. 8 bin 500 yıl öncesinin Taş Devri ve Bakır Çağı dönemi ile daha yakın tarihlere ilişkin yaşam formları oluşturuluyor. O günkü yaşam tarzları, evler ve diğer yaşam alanları canlandırılıyor. İnsanların öğreneceği, ders alacağı, ibret alacağı her şey burada var. Ortaya çıkarılan elleri arkadan bağlanmış iskeletler de Bursa’dan dünyaya çok önemli bilgiler aktaracak.”
16.Eylül.2010