Türkiye, toprakları üzerinde iz bırakan tarihe sahip çıkamıyor. Muğla’daki 2 bin 600 yıllık Knidos antik kenti, tarihi eser kaçakçılarına kazı alanı oldu. Çünkü antik kent korunamıyor. 100 kilometrekarelik alandaki ören yerinde son 15 gün içinde, 8 kişi kaçak kazı yaparken yakalandı.
Muğla’nın Datça ilçesine bağlı Yazı Köyü sınırları içinde bulunan 2 bin 600 yıllık Knidos antik kenti, define avcılarının hedefi haline geldi.
Datça Yerel Tarih Derneği Başkanı Akın Pilavcı, dünya mirası antik Knidos kentinin yeterince korunamadığına dikkat çekerek, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nı göreve çağırdı.
Pilavcı, “Knidos’un 2- 3 personelle korunması mümkün değil. Çok daha iyi şartlarda korunması gerekiyor. Jandarma sadece yaz aylarında görev yapıyor. Ören yerinin çok geniş bir alanı kapsaması, personel sayısının az olması, yeterli korumanın yapılamadığı kanısını bizde uyandırıyor. Gerçi jandarma kış aylarında bölgede devriye çıkarıyor ama, devriyeler de yetersiz. Sadece karadan değil, denizden de ulaşmak mümkün olduğu için daha büyük çaplı koruma altına alınması gerekli. Kamera yerleştirilip güvenlik personeli de görevlendirilmeli” dedi.
“Kaçırılan eserler getirilsin”
Pilavcı, antik kentte yapılan kazıların kurtarma amaçlı olmadığını, bugüne kadar yapılan kazılarda, Knidos’un ancak onda birinin açığa çıkarılabildiğini anlattı.
Selçuk Üniversitesi tarafından yapılan kazıların bütçe ve eleman yetersizliği nedeniyle durdurulduğunu anlatan Pilavcı, “Geçmişte bir çok eser Knidos’tan yurt dışına kaçırıldı. British Museum ve Louvre Müzesi’nde sergilenen eserlerin, bir müze açılarak Datça’ya kazandırılması, hem Datça’nın tarihi zenginliğini açığa çıkaracak hem de o eserlerin bütün insanlığa sunumunu sağlayacaktır. California Müzesi’nde bile, Knidos’dan götürülen 270 parça eser var. Bu eserlerin mutlaka ait olduğu yere getirilmesi gerekiyor” dedi.
Knidos’a restorasyon gerekiyor
Datça Çevre ve Turizm Derneği (DAÇEV) Başkanı Melda Omay Özdamar da, üç yıl önce durdurulan kazıların tekrar başlaması gerektiğini belirterek, “Sadece Knidos ören yeri çevresi değil, Datça Yarımadası’nın pek çok yerinde kaçak kazıların olduğunu biliyoruz. Knidos sadece bize değil, gelecek nesillere de ait bir yer. Buranın kıymetini bilmek lazım. Çok çok iyi korunmasının yanı sıra, üç yıl önce durdurulan kazıların yeniden başlatılması gerekiyor” diye konuştu.
Güvenlik görevlisi ihalesi bekleniyor
Antik kentte yaklaşık 25 yıl müze sorumlusu olarak görev yaptıktan sonra 2009 yılında Knidos’un da sınırları içinde yer aldığı Yazı köyüne muhtar seçilen Salih Bora, ören yerinin 12 kilometre uzunluğunda 8 kilometre genişliğinde çok büyük bir alanı kapladığını belirterek, “Bölge, kışın jandarma olmadığı için sadece iki gişe görevlisi ve 2 bekçi ile korunuyor. Gişe görevlilerinin mesaisi saat 17.30’da sona erince bölge sadece iki bekçiye kalıyor. Ayrıca, 31 Aralık tarihine kadar 2 güvenlik görevlisi vardı. Muğla Valiliği’nin ihale ile güvenlik görevlisi alımından sonra, Marmaris Müze Müdürlüğü bünyesine gönderilecek olan 5 güvenlik görevlisinden ikisi Knidos’a gelecek” dedi.
15 günde 8 kişi yakalandı
Bölgeye en yakın jandarma karakolunun 11 kilometre uzaklıktaki Cumalı köyünde olduğunu anlatan Salih Bora, “Burada Tekir Geçici jandarma karakolu var. Her yıl Mayıs ayında açılıyor, Ekim-Kasım aylarında ise kapanıyor. Kış aylarında Cumalı köyü jandarma karakolundan devriyeler geliyor. Son 15 gün içersinde iki ayrı kaçak kazı olayı ortaya çıkarılarak toplam 8 kişi yakalandı. Buradaki jandarma karakolunun sürekli olmasının daha iyi olacağına inanıyorum” diye konuştu.
Knidos’un tarihçesi
Dorlar ve Romalılar tarafından çok sayıda tapınak ve kilisenin yapıldığı Knidos, Aphrodite heykeli ile ünlendi. 2 bin yıl önce şehir nüfusunun 70 binlere ulaştığı kent, Bizans’ın son dönemlerinde bir yandan depremler, diğer yandan korsan saldırılar ile yıkılıp yağmalanınca terk edildi.
Ünlü matematikçi ve filozof Eudoxus, en iyi yontulmuş çıplak Aphrodite heykelini yapan Heykeltıraş Praxiteles, Skopas, Bryaxis, Mısır’daki Alexandria Feneri’nin mimarı Sostrates, Knidos’da yaşadı.
Büyük limanın hemen yanı başındaki 5 bin kişilik tiyatrosu günümüze kadar gelen Knidos’un, 20 bin kişilik büyük tiyatrosunun mermerlerinin bir bölümü İstanbul Dolmabahçe sarayında, bir bölümü ise 1830 yılında gemilerle Mısır’a götürülerek Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın Kahire’de yaptırdığı sarayda kullanıldı.
İngiliz arkeolog Sir Charles Newton, Knidos’a 384 gün süren çalışmasını tamamlayarak 1857 yılında Knidos’dan ayrılırken, Knidos aslanı ve Demeter heykeli ile birlikte 212 sandık dolusu tarihi eseri ülkesine götürdü.
Yıllardır bulunamayan çıplak Aphrodite heykeli halen sırrını korurken; Knidos aslanı ve Knidos Demeter heykeli halen İngiltere’de British Museum’da sergileniyor.
8.Şubat.2010, CNNTürk